28 Ocak 2013 Pazartesi

QUANTUM TOUCH-KUANTUM DOKUNUŞ İLE BİR ŞİFA HATIRASI, DOKTOR DA İNANAMADI AMA O GERÇEKTEN YOKTU ARTIK...


Efendim, bir arkadaşımın rahim ve yumurtalıkları ile ilgili bir problemi olduğunu öğrenmiştim. Öğrenmiştim derken, o bana tam da ameliyata gideceğini söylediği anda öğrendiğimi belirtmeliyim. İçimden gelen bir sezgi ile ona; ''Bak, ameliyata gitmeden önce bir kaç enerji seansı yapalım, sana iyi gelebilir'' deme gafletinde bulunmuş oldum. O ise, inanmadığını belli ederek ''Yok, ben şimdi Doktorumun yanına gidiyorum, ameliyatı olacağım'' dedi. Ben de tamam o zaman haydi geçmiş olsun, sana acil şifalar diliyorum diyerek uğurladım arkadaşı, diğer arkadaşlar da aynı dileklerle gönderdiler Dostumuzu...

Aradan bir kaç saat geçtikten sonra, arkadaşımız kapıda göründü, ''Hayrola ne oldu, neden geldin, ameliyat olmayacak mıydın?'' diye sordum. ''Yok, Doktor ameliyatı 1 hafta erteledi, şimdi enerji seansına başlayabiliriz'' dedi bana. Ben de açıkçası sevindim, ''Haydi o zaman, başlayalım'' dedim. Ertesi gün ilk seansımızı yaptık, gayet güzel oldu. Bir sonraki gün bir seans daha yaptık, o da çok güzel geçti. Dostumuz rahatlamaya, gevşemeye başlamıştı. Bir iki gün sonra üçüncü enerji şifa seansımızı yaptık ki ağırlıklı olarak da Quantum Touch yani Kuantum Dokuş Şifasını uyguluyordum... İşte ne olduysa o seansta oldu, ikimiz de hayretler içinde kaldık. Arkadaşım hala o anları hatırladığımızda ''Biliyor musun, hala o anda olanları unutamıyorum, bazen de düşünüyorum bu olanlar gerçek miydi?'' diyerek şaşkınlığını ifade eder.

Biliyorum meraklandınız değil mi? Ne oldu acaba orada? Efendim, çalışma bütün hızı ile ilerliyordu, arkadaşım masaj yatağı üzerinde sırt üstü uzanmış ve benim ellerim arkadaşımın problemli bölgeleri üzerinde ve ben enerjiyi büyük bir şevk ile vermeye devam ediyorum, huşu içinde, ortam sessiz, sakin bir dinginlik hakim iken birden arkadaşımın karnından özellikle rahim bölgesinden davul çalar gibi sesler gelmeye başladı ve rahim kısmında müthiş kasılmalar ve davul sesleri 'dom, dom, dom... duyulmaya başladı, ellerimin altında karnı sanki canlı gibi inip çıkıyordu ve ben hayretler içinde çalışmaya devam ediyordum. Bir müddet daha sürdü ve sonra sakinleşerek sesler ve hareketler durdu. Genellikle o bölgelerde çalışırken karında guruldanmalar, atmalar, hareketlenmeler olur ama bu kadarını ilk defa görmüştüm. Yine de seansı sakin bir şekilde bitirdim.

Arkadaşıma bir şey demeden o sordu 'Yahu Turgut Bey, neydi o sesler ve hareketlenmeler? Şaşkın vaziyetteyim...' Ben de ona: olur öyle şeyler dedim. Arkadaşım anlatmaya devam ediyordu, 'Tam o seslerin duyulduğu anda oradan bir büyük karaltının yukarı doğru çıkıp, uçup gittiğini gördüm' dedi ve kendinden emin bir ses tonuyla aynen şöyle diyerek devam etti 'Geçti Turgut Bey, bu rahatsızlık geçti ve gitti' dedi. Haydi hayırlısı dedim ve odadan ayrıldık. Sonra sanırım 1 seans daha yaptık ve onun Doktora gitme vakti gelmişti. O Doktoruna gitti ve aynen şunu söylemiş 'Doktor Bey, o problemler gitti, ben iyileştim' Doktor ise ona; ''Haydi canım sen de o kadar büyük bir şey nasıl olur da iyileşir? Ameliyat olmadan olamaz böyle bir şey, şimdi gel bakalım bir film çekip bakalım (Ultrasound)'' der.. Arkadaşım ısrar eder, Doktor itiraz eder ve film çekilir. Doktor bir şey göremeyince çok şaşırır ve Acaba biz yanlış tanı mı koyduk? diye söylenir kendi kendine. Bir de bilgisayarlı tomografi çekelim der çeker, netice yine aynı, tertemiz... Ama Doktorun söylediğini unutmayan arkadaşım, cebindeki 1 hafta önce çekilmiş filmi göstererek 'Olur mu Doktor Bey, baksanıza bunu siz çekip, bana vermiştiniz' der. Hem kanamalarım da geçti, sancı gibi bir şey de hissetmiyorum diyerek devam eder. Doktor ''Vallahi bilmiyorum ne yapmışsınız ama şu anda tertemiz olmuşsun'' diyerek hayretini ifade eder.

Evet bunlar oluyor Dostlarım, yaşıyoruz bu mucizeleri ve artık çok da şaşırmıyoruz dersek yalan olmaz... Daha anlatacak (ilham verici) anılar var, tabii ki eğer isterseniz, anlatırız..

Sevgi ve Işıkla,

Hüseyin Turgut SAYIN
Quantum Touch
Instructor&Practitioner

REİKİ'DE ŞİFANIN OLUŞMASI...


Reiki ile şifada sadece Fiziksel Beden üzerinde şifanın

gerçekleşmesinin yanı sıra önemli olan husus; şifayı alan

kişinin Duygusal, Zihinsel olarak da şifalanmasıdır. Hatta

gerçek anlamda Ruhsal olarak da şifalanmasıdır. Kişinin

sadece Fiziksel bedeninin şifalandırılması ancak, hayat ve

yaşamı ile ilgili algıların aynı kalması durumunda yine aynı

olayları kendine çekmesi mümkün olacağı için, duygusal ve

zihinsel yönden de şifanın oluşması, şifayı alanı farklı bir

boyuta taşıyacaktır.

REİKİ - SORU SORMAK KAPILARI AÇAR...

Bir çok Enerji ile Şifa sisteminde olduğu gibi, REİKİ Enerji Şifa Tekniği'nde de sorular sormak

etkili olmaktadır. Şifa için gelen kişiye problemi ile alakalı ucu açık sorular sorarak, kişide

farkındalık yaratılabilir. 


''...... ile ilgili probleminizin nedeni size göre duygusal olabilir mi? Eğer öyleyse size göre

hangi olay ile alakalı?'' Normal zamanda aklına bile gelmeyecek bir husus, seansın içinde bir

resim, düşünce, ya da görüntü olarak gelebilir, bir anda farkına varabilir, ağlayabilir, ya da

gülebilir. Her durumda sakin kalabilmeli, yargılamadan dinlemeli, güvende olduğunu

anlamasına yardımcı olarak devam etmesiçin nazikçe desteklemeliyiz. Onun farklı olasılıklara

açılabilmesi için yeni olasılıkların neler olabileceği konusunda yaratıcı yanını ortaya

koyabilecek sorular da yardımcı olabilir... İç dünyasında uzun zamandan bu yana sakladığı,

unuttuğu duygularının gidişine izin vermesi, bırakması şifanın doğmasına yardımcı olacaktır.

İçinde bulunduğumuz dönemde bir çok insan, çeşitli sebeplerle kendi hayatı ile ilgili

duygularını saklamakta, yutmakta, ya da içine atmaktadır.

REİKİ - DUYGULARIN GİDİŞİNE İZİN VER...

Şifayı alan kişinin İç dünyasında uzun zamandan bu yana sakladığı, unuttuğu

duygularının gidişine izin vermesi,bırakması şifanın doğmasına yardımcı olacaktır.

İçinde bulunduğumuz dönemde bir çok insan, çeşitli sebeplerle kendi hayatı ile

ilgili duygularını saklamakta, yutmakta, ya da içine atmaktadır. Eğer seans

sırasında kişi anlatmak istiyor ama anlatamıyorsa, duygularını ifade edemiyorsa ve

bunu hissediyorsanız onu konuşması için ikna etmeye gayret edin. Ona sorular

sorun, nazik davranın, yargılamayın..


Mesela; 'Şimdi, bu anda neler hissediyorsun, neler oluyor lütfen bana biraz anlatır

mısın?' ya da 'Şimdi şu anda neleri görüyorsun biraz bahseder misin' 'Bu gördüğün

şeyler sana neleri hatırlatıyor, ne hissediyorsun?' gibi sorularla konuşmasını

sağlayabilirsiniz. Eğer güvenli ortamı yaratabilmişseniz konuşacaktır. Ama

istemiyorsa da problem yoktur. Konuşmaya devam ederken ağlamaya,

öfkelenmeye, bağırmaya başlayabilir. Sakin kalmalı destek olmalısınız. Bu türden

içte tutulmuş yıkıcı, yok edici duyguların açıklanması gerçekten önemli şifalara

kapılar açar...

HER NE GÖNDERİRSEN SANA GERİ DÖNER....

HER NE GÖNDERİRSENİZ, SİZE KAT BE KAT GERİ DÖNER...
HERKESİN İYİLİĞİ İÇİN DİLEKLER DİLEYİN, İSTEKLERİNİZİN BÜTÜNÜN İSTEĞİ VE ÇIKARLARI İLE UYUMLU, AHENKLİ OLMASINA AZAMİ DİKKATİ GÖSTERİN. KİMSENİN ÖZGÜR İRADESİNİ KISITLAYICI TARZDA DİLEKLERDE BULUNMAYIN. O VAKİT EVREN DE SİZE ARZU ETTİĞİNİZ DESTEĞİ SUNACAKTIR...

REİKİ EVRENSEL YAŞAM GÜCÜ ENERJİSİNİ ANLAMAK...

REİKİ Evrensel Yaşam Gücü Enerji Şifa Tekniği kullandıkça gelişen bir enerji şifa sistemidir, kullanmazsanız geriler

ama biraz kullandığınızda yine ortaya çıkar ve çalışır. Bisiklete binmek gibidir, unutmazsınız daha kısa sürede hemen

kullanmaya başlarsınız. Tekrar kullanmaya başlamanızı tavsiye ederim.


REİKİ'yi öğrenmek-uygulamak sadece bir insanı fiziksel olarak şifalandırmak demek değildir, daha geniş bir alanın

içine giriş yapmak demektir ki bu Alan; Duygusal, Zihinsel ve Ruhsal Bedenlerimizi de olumlu yönde etkiler ve

dönüştürür. Bunu hae uygulamayı alan hem de uygulayan açısından realize eder.

BİR DOST İLE SOHBETTEN GERİYE KALANLAR....

Aslında BÜTÜNSELLİK içinde bütün oluşlarla birlikte hareket var, tam bu anda o BÜYÜK BİLİŞ'in içinde gerçekleştirilen EYLEMLER.. Ve bu HARİKA bir şey... Ne güzel VAR OLMAK-BÜTÜNSEL OLMAK-AYRILIK içinde BİRLİĞİ YAŞAMAK, BİRLİK içinde AYRI OLABİLME ÖZGÜRLÜĞÜ'ne sahip olmak.. Bunu bize veren YÜCE GÜÇ'ün önünde saygı ve sevgi ile eğilip ona katılabilmek ne kadar mutluluk verici bir durum... Hem kendin sandığın şeyi severken, hem de içinden çıkıp geldiğin BÜTÜNLÜĞÜN farkına vararak, sevgi ve şükran duyguları ile yaşamak ne kadar ilam verici bir şey. 

HER ŞEY SEVGİ İLE BAŞLAR, QUANTUM TOUCH DA......

Her şey sevgi ile başlar. Quantum Touch-Kuantum Dokunuş Şifa Tekniği; hastalık olarak adlandırabileceğimiz her türlü durumda korkmadan, çekinmeden kolaylıkla uygulanabilecek bir teknik olarak dikkat çekmektedir. Bu durumlar Fiziksel olabileceği gibi duygusal ya da Mental-Zihinsel de olabilir... Fiziksel, Zihinsel, Duygusal ve Ruhsal her türlü dengesizlik, rahatsızlık durumlarında şifa olarak uygulanabilir.

25 Ocak 2013 Cuma

KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ VE ...

Enerji çalışmalarımın yanısıra NLP Master-NLP Yaşam Koçluğu Sertifika Eğitimleri aldım. Daha sonrasında Kuantum Düşünce ve Yaşam Merkezi'nde Hocam R. ŞANAL'dan Kuantum Düşünce Tekniği  Uygulayıcılık Eğitimi alarak ve 2,5 yıl da yanında staj yaptım.

   Genel olarak Holistik-Bütünsel yaklaşıma inanıyorum. İnsanın; Fiziksel, Eterik, Duygusal, Zihinsel, Ruhsal olarak dengeye kavuşmasında Titreşimsel Şifanın öneminin farkındayım. Işık-Foton düzeyinde dengede olmak, Madde düzeyinde de dengeyi sağlıyor. İkisi ayrılmaz bir bütün. Enerji/Madde. Yaşam Gücü, Enerji ve Bedenin Zekasına, Şifa Sürecine sonsuz bir güvenle inanıyorum, hatta inanmanın ötesinde biliyorum ki O her zaman gerekeni yapar...

KUANTUM DOKUNUŞ - QUANTUM TOUCH, BEN BİR IŞIK İŞCİSİYİM...

 Bir 'Işık İşçisi' olarak nitelendiriyorum kendimi. Enerji çalışmaları yapmak, şifaya aracılık etmek sanki benim yaşam amacım, buna bütün kalbimle inanıyorum ve bu amaç doğrultusunda yaşıyorum hayatımı. Ben, aynı zamanda bir Reiki Master'ım, Reiki ile başlayan Enerji Şifa Çalışmalarım 12 yıl öncesinden bugüne dek artarak devam etmekte. Quantum Touch'ın yanısıra bir çok Enerji Şifa Tekniği ile de çalışmalar yapmaktayım.

   08.04.2007'den itibaren, yakın tarihlerde Hakkın Rahmetine kavuşan gerçekten çok değer verdiğim saygıdeğer Hocam Duran TÜRKOĞLU'ndan aldığım Eğitimler ile Quantum Touch-Kuantum Dokunuş Şifa Enerji Tekniğini, Sertifikalı Uygulayıcı olarak uygulamaya başladım. Daha sonraki tarihlerde yurt dışında da Quantum Touch Eğitimleri aldım. Artık Quantum Touch-Kuantum Dokunuş benim için Sertifikalı Pratisyen olarak bir çok şehirde, çarşıda, sokakta, tatilde yani her yerde çok severek ve sık kullandığım bir Enerji Şifa Tekniği olmuştu. İhtiyacı olan ve yardım almak isteyen insanlarla yüzlerce seans yaptım ve halen yapmaya da devam ediyorum. Mucizeler hiç bitmiyor, her çalışma mucizelere açılan yeni bir kapı gibi. Kuantum Dokunuş Şifası Enerji Tekniği kesinlikle çok etkili ve harikalar yaratıyor.

   Şifa Uygulamalarına karşı içinde çekilim hisseden, Şifayı ve Şifacılığı detayları ile öğrenmek isteyen sevgi dolu Dostlarımıza 2012 yılından itibaren Sertifikalı Eğitmen olarak öğretmeye de başlayarak; İstanbul, Ankara, İzmir'de Sertifikalı Eğitimler verdim, vermeye de devam ediyorum. Türkiye'nin her yerinde eğitimlerimiz artarak devam ediyor. Şifacılığa ilgi duyan, içtenlikle ve sevgiyle şifa uygulamaları yapmayı isteyen tüm insanlara Kuantum Dokunuş Şifa Tekniği'ni ilkeleri, etik değerleri, teknik detayları ile öğretmeyi gerçekten çok seviyorum

QUANTUM TOUCH-KUANTUM DOKUNUŞ VE HOLİSTİK YAKLAŞIM...

Genel olarak Holistik-Bütünsel yaklaşıma inanıyorum. İnsanın; Fiziksel, Eterik, Duygusal, Zihinsel, Ruhsal olarak dengeye kavuşmasında Titreşimsel Şifanın öneminin farkındayım. Işık-Foton düzeyinde dengede olmak, Madde düzeyinde de dengeyi sağlıyor. İkisi ayrılmaz bir bütün. Enerji/Madde. Yaşam Gücü, Enerji ve Bedenin Zekasına, Şifa Sürecine sonsuz bir güvenle inanıyorum, hatta inanmanın ötesinde biliyorum ki O her zaman gerekeni yapar...

   Diğer taraftan, 12 yıllık çalışmalarımın devamında; kendiliğinden gelişen Multiplex Enerjisi ismini verdiğim yeni Şifa Tekniğini de bir çok Danışana uyguluyorum; Aura, Çakra Sistemlerinde 1-1,5 saat içinde inanılmaz şifalar oluşup, Enerji Alanı temizlenerek derin bir rahatlık ve huzur oluşuyor. Enerji Alanındaki bozulmalar, kaymalar, tamir oluyor ve Enerji Alanı kendi içinde ve dışı ile dengeye gelerek adeta yeniden güçleniyor ve genişliyor. Kişi bir anlamda Merkezine geliyor. Şifanın bir çok enstrümanı (ses, müzik, nefes, olumlamalar vb.) devreye giriyor.

   Artık biliyorum ki ben bir kapıyım. Adı, çeşidi, niteliği ve tekniği ne olursa olsun Yüce Kaynak'tan akan Zeki Enerji; izin verildiğinde kime ne kadar gerekliyse ve ne kadar alabiliyorsa onu sunuyor, şifalandırıyor. Biz insanoğluna; faydalanmamız için bu çok kıymetli armağanları-desteği sunan YÜCE KAYNAĞA, Rehberlerime ve Hocalarıma sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

   Quantum Touch-Kuantum Dokunuş'u sevgili Ülkemize kazandıran ve rahmetli olan Değerli Hocam Duran TÜRKOĞLU'na bir kez daha teşekkür ediyorum. Ruhun şad olsun sevgili Hocam, senin açtığın yoldan ilerliyor, senin bana öğrettiğin anlattığın düsturları hayata geçiriyorum birer, birer. Artık Kuantum Dokunuş Tekniğini diğer Dostlara öğretme vakti geldi, senin de desteğinle yine birlikte yerine getireceğiz bu görevi, sevgiyle ve ışıkla...
                         
   En İçten Sevgi ve Saygılarımla,

HÜSEYİN TURGUT SAYIN
QUANTUM TOUCH - KUANTUM DOKUNUŞ
SERTİFİKALI  EĞİTMEN  &  UYGULAYICI

24 Ocak 2013 Perşembe

QUANTUM TOUCH - KUANTUM DOKUNUŞ GERÇEKTEN UZAKTAN ŞİFA GÖNDERDİNİZ Mİ?...

Başka bir gün, bu defa IKEA-Bayrampaşa Mağazası'ndayım, yanımda yine oğlum var ve birlikte Hot Dog yiyor ve yanında Cola içiyoruz...

Aniden karşıda tekerlekli sandalyede oturan 13-14 yaşlarında bir genç gözüme takıldı müsait bir anımda hemen yanına gittim. Yanında uzun saçları ile karizmatik bir duruş gösteren orta yaşlı bir adam vardı. Ona sordum; ''Siz bu gencin nesi oluyorsunuz?'' Adam ''Ben babasıyım'' dedi. Kendimi tanıtarak çocuğun ne gibi rahatsızlığı olduğunu merak ettiğimi izin verirlerse delikanlıya kısa bir Enerji Seansı yapmak istediğimi anlattım. Adam, gülümsedi ve 'Olabilir, o bir basket maçında bileğini burkmuş, bağlarda problem var, bandaj yapıldı, yere bir müddet basaması gerekiyor, ağrıları var, zaten eşim de REİKİ ile ilgilidir, yapabilirsiniz' dedi. Ben hemen çalışmaya başladım, problemli bölgeyi avuçlarımın arasına alarak Enerjiyi Çalıştırdım ve bir müddet çalışma yaptım. Aile bir süre sonra gitmek istedi, anne de gelmişti. Ben de çalışmaya ara verdim ve sordum 'Uzaktan da Enerji göndermemi ister misiniz?' Anne  olan kadın 'Evet, tabii ki neden olmasın, memnun oluruz' dedi. Telefonlarımızı alıp verdik ve orada ayrıldık.

Akşam eve gittiğimde, gerekli hazırlıkları yaptım ve uzaktan şifa çalışmasını yaptım. Sonra kendi işlerime döndüm. Aradan bir kaç gün geçmişti telefonum çaldı ve cevap verdim. Arayan delikanlının annesi idi. Soruyordu; 'Turgut Bey, siz gerçekten uzaktan şifa gönderdiniz mi?' Ben 'Evet, o akşam eve gidince gönderdim, hayırdır, neden sordunuz?' dedim. Anne olan bayan 'Bir iki gün önce oğlum tekerlekli sandalyeden kalktı ve ben artık iyileştim diyerek, bastonu, sargıları vb. açıp yürüdü gitti de, merak ettim, hatta basket bile oynamış' dedi.. Birlikte güldük...

Aradan bir kaç gün geçmişti ki, o kadının Dostları arıyordu telefonumdan, şöyle diyordu;  'Turgut Bey, siz şu genç adamı iyileştirmişsiniz, annesi anlattı olanları, benim de kızım var, sınava girecek ona da bir şeyler yapabilir misiniz? Yardımcı olursanız çok mutlu olurum.. Bir kaç kişi daha aradı ardından...

Bu da ayrı bir hikayedir, şifa ile ilgili...

KUANTUM DOKUNUŞ - QUANTUM TOUCH, ABİ SEN HACI MISIN YOKSA HOCA MISIN...?

Ben yolda, sokakta, her yerde Enerji Çalışması yapmayı çok severim. Bu konuda her yerde bir anım vardır diyebilirim. Günlerden bir gün oğlum ile bir bankanın ATM kuyruğunda sıramızı beklerken bir kaç genç adamın aralarındaki konuşmaya kulak misafiri olmuştum. Genç adam arkadaşlarına anlatıyordu;
''Abi, bugün SGK Hastahanesine gittim acayip kuyruk vardı, ayrıca kartımı almadan gittiğimi anladım ama acayip dişim ağrıyordu, yanımda para da yoktu ne yapacağımı bilemedim. Biraz bekledim ve baktım ki çıkar yol yok ben de atladım buraya geldim. Ama dişim hala ağrımaya devam ediyor...''

Ben biraz bekledim, her zaman olduğu gibi dayanamadım, arkama dönerek genç adama ''İstersen sana yardımcı olabilirim, tek yapman gereken bana biraz izin vermen, bana ağrıyan dişinin olduğu tarafı gösterebilir misin?'' Adam şakın bakışlarla bana baktı ''Tam burası'' dedi. Elimi yavaşca yüzünde ağrıyan bölgeye götürdüm ve Enerji Çalışmasını başlattım. Belki 5 belki de 10 dakika sonra sordum; 'Şimdi ağrın ne durumda?'' Genç adam cevap verdi; ''Abi ağrım tamamen geçti de, sen ne yaptın onu anlamadım, sen hacı mı yoksa hoca mısın abiciğim, bir de ben akşam eşime ne diyeceğim, bu durumu nasıl anlatacağım?'' dedi ve birlikte gülüştük...

Evet, unutmadığım anılardan biridir bu..

HER GÜN NURLAR YAĞAR DA...

Her gün nurlar yağar üzerimize ve biz farkına varamayız, 
Her gün ışıkla dolar içimiz, dışımız ama biz anlayamayız, 
Farkettirmek için kendini oyunlar oynar bize ışık ve karanlık.
Hayat devam eder sonsuza doğru, 
Her yeni gün, yeniden, bir kez daha,
Ne de güzeldir yaşamak...

İŞTE ÖYLE OLUN...

-Bir kaya gibi sağlam, yerinde ağır ve içi değerler ile dolu olun,
-Bir gül gibi renklerinizi, kokunuzu ve doğanızı yansıtın,
-Bir kedi gibi özgün, doğal, saygın ve özgür olun,
-Bir çocuk gibi meraklı, yargısız ve öğrenme aşkı ve heyecanı ile
hayatı dolu dolu yaşayın...

BİR DOSTUMA MESAJ, TABİİ Kİ SANA DA...

BİR DOSTA MESAJ,

Dostum, şuna inan; 
''SEN, SENİN KİTAPLARINI, ŞARKI SÖZLERİNİ, ESERLERİNİ HALKA ULAŞTIRACAK YENİ BİR MENEJER, YAPIMCI-YAYINCI BULABİLİRSİN'' 
Eğer buna izin verir ve kendini buna açabilirsen. Bunun olabileceğine gerçekten inanırsan, olacaktır...

Şu anda, senin yaptığın ise; ''Sadece bir tek kişinin bunu yapabileceğine inanıyor olmak ve bu kişi sana kötü davranmasına, terslemesine rağmen bunu onun yapması için onu zorlamaya devam-inat etmek, yani; BAĞLANMAK, TAKILIP KALMAK, ENERJİNİ DONDURMAK, AKIŞKANLIĞINI KAYBETMEK... ve daha fazlası''...

Bu durumun farkına var... Eğer sen gerçekten bu eserlerin halka ulaşmasını istiyorsan araştırmaya, yazmaya, aramaya devam et.. Kendini yeni olasılıklara aç... Bulacaksın.. Ben buna inanıyorum, sen de inan...

Unutma ki 'NEYİ GERÇEKTEN İSTERSEN O SANA VERİLECEKTİR'

Haydi kolay gelsin,

Sevgi ve saygılarımla,

KENDİN OL...

-Yetersiz olduğunuzu düşünmeyin,
-Güçlü görünmeye çalışmayın,
-Kendinizi olduğunuz gibi yansıtın,
-Kendinizi her şeyinizle çok sevin, bunu başkalarından beklemeyin, kendinizi önce siz sevin, tüm hatalarınızla,      kusurlarınızla eksik sandığınız yönleriniz ile sevin,
-Korkmayın, rahatlayın ve gevşeyin,
-İradenizi ve gücünüzü kendiniz için kullanmaya başlayın, artık kendinizi önemseyin ve kendiniz için de yaşayın,
-Almayı öğrenin, başkalarına acımayın, onlar tarafından onaylama isteğinizi, onlar tarafından sevilme arzularınızı  fark edin ve bunları yavaş yavaş bırakın,
-Neyi, neden yaptığınız konusunda düşünün, tefekkür edin, kendinizi, sözlerinizi, başkalarının yanında değişen tutum ve davranışlarınızı izleyin, fark edin,
-Hayata, sizde olan neyi aktarmanızın size ve bütüne yararlı olabileceği hususu üzerinde çalışın, yeteneklerinizin farkına varıp geliştirin, daha çok kullanın,
-Size ve Bütüne yararlı olan neyi yaptığınızda; içinizde büyüme hissi, genişleme duygusunu hissediyor ve zamanı-mekanı unutuyorsanız o kunda kendinize daha fazla zaman ayırın,
-Bir çiçek gibi renklerinizi, kokunuzu ve doğanızı yansıtın,
-Bir kedi gibi özgün, doğal ve özgür olun,
-Bir çocuk gibi meraklı, yargısız ve öğrenme aşkı-heyecanı ile dolu olun,

22 Ocak 2013 Salı

KAFASI ÇOK KARIŞMIŞTI...

Kafası çok karışıktı, ne yapacağını bilemiyordu, neyi neden yaptığının bile farkında olmadan oradan oraya koşturup duruyordu sanki. Evet, bir çok yönden rahattı ama ona göre halledilmesi çok zor olan şeyler vardı. Bunları saklaması, kimseyle paylaşmaması istenmişti ondan hatta çocuğundan bile... Ama unuttuğu bir şey vardı, çocuklar hemen anlardı olan biteni, kim bilir belki de çocuğu da onu üzmemek için zaten bildiği (ama kendisinden saklanıldığı sanılan) şeyi bildiğini onu üzmemek için sanki bilmiyormuş gibi yapıyordu.

Üzerindeki yükün ve sandığından daha fazla altında ezildiği gerçeklerin ağırlığı altında ezildiğinin farkıda da değilmiş gibi davranarak; sürekli hastalandığından, yorgun olduğundan vb. şikayetlerinden söz edip duruyordu. Aslında kendine ve enerji alanına olanlardan haberi yoktu. Etkileniyordu işte bu yükün ve sahte yaşamının yarattığı yıkıcı alanın etkilerinden. Ama kafası o kadar karışıktı ki ona yardım etmek isteyenlere bile duyarsızlaşmıştı. 

Bir yandan da içinde bulunduğu durumu kabul etmekten korkuyor, kendi içinde inkar ediyordu gerçekleri. Bahaneler yaratıyordu. Sanki o orada değildi. Sanki o yoktu orada. Var olmak ona göre değildi. Var olabilmesi için önce kendinin farkında olması mı gerekiyordu? Kafası iyice karışmıştı... 

Sonra gel dedi adam, sana şimdi yardımcı olamıyorum... Gerçekten yardım almak istediğinden bile emin değilsin... Bu durumu kendi içinde bir düşün, neleri kabul edebileceksin bir bak. Haydi, korkmana gerek yok, sadece biraz daha düşün ve içine bak... Gerçeklerle yaşamaya alış, içinde ve dışındaki hakikati gör... Bunu başarabilirsin...

Tamam dedi kadın, düşüneceğim. Yavaş adımlarla kendi hayatına doğru yürüdü gitti...

GERÇEK SUÇLU KİM...?

Kadın 'Ben yaşlıyım' diyordu ama aslında yeni çağa bakarsak orta yaşlarda sayılırdı daha 60 yaşına bile girmemişti. Yaşlandım artık diyordu. Adam onun enerji alanına baktı ve saymaya başladı;

-Kendi içine çok kapanmışsın, daha çok içinde yaşıyorsun hayatı,
-Dışarıdaki hayattan oldukça uzaklaşmışsın, sanki kaçıyorsun,
-Kendini eksik, zayıf, yetersiz ve ezik olarak tanımlıyorsun,
-Diğer insanlara göre hiç bir şeyi hak etmediğini sanıyorsun,
-Hep onlar için yaşamışsın ama kendin hep geri planda kalmışsın
-Zayıf, güçsüz, yetersiz olduğunun anlaşılmasından korkuyorsun,
-Hep vermişsin, alamayacağına kendini inandırmışsın,
-Hep diğer insanları suçlamışsın,
-Kendini bir kurban yerine koymuşsun,
-Sana bunu yapanlara kırgınsın ve de kızgınsın,
-Çok duygusalsın, iradeni yeterince kullanamıyorsun,
-Daha pek çok şey var ve bunun değişmeyeceğini sanıyorsun...


Evet dedi kadın; 'Hepsi doğru, beni bana anlatıyorsun da bu değişir mi?' Evet dedi adam; 'Sen istersen, neden olmasın? Yeter ki değişmek için izin ver, dönüşmeye hazır olduğunu göster.' Ardından ekledi; 'Gerçekten hazır mısın ve izin veriyor musun? Dönüşmek, bırakmak için.' Kadın kararlı bir şekilde 'Evet' dedi.

Süreç başladı ve çalışma uzun bir süre sonra bitti. Sakinleşmişti, gerginliği gitmişti, gözlerinde, nefesinde ve vücudundaki rahatlık ve ışık sanki dışarıyı aydınlatıyordu. Nasılsın? diye sordu adam. Çok iyiyim diye cevap verdi kadın... Gerçek suçlunun kim olduğunu düşünüyorsun artık? diye sordu adam. Kadın; 'Evet biliyorum artık, o benim, bütün olanlara ben izin verdim, hayatımı ben kendi ellerimle başkalarına teslim ettim' diye cevap verdi, kararlı bir tavırla. Gözlerini kapattı ve adam uzandığı yerde kadının üzerini şal ile örterek, şimdi biraz uyu ve dinlen diyerek odadan çıktı, gitti...

MÜZİĞİN ETKİSİ...

Bu hayatta öğrenecek ne kadar çok şey olduğunu Quantum Touch Sertifikalı Uygulayıcılık Eğitimi için gittiğim İzmir'de bir kez daha anladım. Efendim, eğitimin ilk günü akşamı Dostlarımızdan Yaşar CANÖZDEN Hoca ve sevgili eşi Nuray Hanım'ın daveti ile buluştuk. Yanımızda başka Dostlar da vardı. Kordon'da benim müdavimi olduğum Balık Pişiricisi Veli Usta'nın yerinde akşam yemeği olarak; Dil Şiş, Kalamar, Salata, Kabak Tatlısı, Tahin Helva ve Çay'dan oluşan menümüzü afiyetle yedikten sonra Yaşar Hoca'nın yeni açtığı Müzikle Şifa Ofisine gittik. 

Yaşar Hoca her zaman olduğu gibi Garibur ismini verdiği müzik aleti ile bize parçalar çaldı, dilimiz döndüğünce biz de eşlik ettik. Sonra Yaşar Hoca dedi ki; 'Bakın şimdi aynı parçayı çalacağım ama farklı şekilde çalacağım ve siz farklı duygular hissedeceksiniz.' Haydi bakalım dedim ve dinlemeye koyuldum. Çalmaya başladı, o anda içimi derin bir hüzün kapladı, ağladım-ağlayacağım yani o derece etkili bir nağme. Hoca durdu şöyle bir baktı; 'Aynı şarkıyı şimdi de başka türlü çalacağım' dedi ve çalmaya başladı bu defa hareketli neşeli bir şekilde çaldı. İçimde bir kıpırtı oldu, sevinç dalgası esti sanki ama kısa kesti. Bu defa ben dayanamadım; 'Yaşar Hoca, içimizdeki hüzün daha gitmedi, dağıtalım şu hüzünü ' deyince 'Muhabbet Bağına Girdim Bu Gece' isimli şarkıyı çalmaya başladı ve ben de söylemeye koyuldum, yanısıra oynamaya da başladım ama ne oynamak coştuk yani, ortalığa bir neşe saçıldı. Hüzün de dağıldı gitti. 

Diyeceğim o ki; bir şarkıyı farklı nağmelerle çalmak bile dinleyen insanın ruhunda ve enerji alanında farkında olmadan farklı etkiler yaratıyor ve bu durum davranışları, kararları bile etkileyebiliyor. Bu nedenle dinlediğiniz müziklere, bulunduğunuz ortamlarda çalan nağmelere lütfen dikkat edin. 

Filmlerin, Dizilerin, Çocuk Kanallarının yanı sıra A.V.M.'lerde, Restaurantlarda vb. satış yapılan yerlerde çalan müziklerle insanın bilinçaltını, satın alma kararlarını etkileyebiliyorlar. Bu bir gerçek. Bu konuyu es geçmeyin diyorum. Çocuklarınızın dinlediği müziklere de özen gösterin demekten kendimi alamıyorum.

Daha öğrenecek çok şey var. Hayat o kadar engin ve sırlarla dolu ki... Her Ustadan bir ilim öğrenmek de o kadar güzel ki... Ustalara da teşekkürler, hürmetler...

Sevgi ve saygıyla,