18 Aralık 2013 Çarşamba

MATRİX ENERGETİCS NEDİR ?

Matrix Enerjisi; dönüşüm, değişim ve iyileşme için basit ve eğlenceli bir şekilde erişime imkan verir . Matrix Enerjisi Şifası Dr. Richard Bartlett tarafından seminerlerde öğretilir. Uygulayıcı; Kuantum Seviyesinde eski enerji kalıplarını çökerterek, belirli bazı frekansları ve İki Nokta gibi bazı Matrix Enerjisi araçlarını kullanır. Eski patternler çökerek bu yeni enerji kalıpları veya durumlarına erişim sağlanır. 
Eski Enerji Kalıpları;
-Siyatik, skolyoz, ağrı gibi Fiziksel,
-Düşük Enerji, Yorgunluk,Çakralarda dengesizlik gibi Eterik/Enerjik,
-Borç veya bolluk-bereket eksikliği gibi Zihinsel,
-Keder, kızgınlık, küskünlük gibi Duygusal
olabilir.
Hüseyin Turgut SAYIN
MATRİX ENERJİSİ 
Sertifikalı Pratisyeni

19 Mayıs 2013 Pazar

KENDİ KONUŞMALARINI DİNLE VE DAVRANIŞLARINI İZLE..


Zihninizde bilinçli ya da bilinç dışı bir halde yer alan düşünce ve inançların çoğu; hayatınızda gerçeğe ya da davranışınız haline donusme potansiyeline sahiptir. Büyük Ustad Kuthumi de aynı şeyi söylüyor;

"... Bu nedenle aklınızdan geçenlere dikkat edin demiştik. Çünkü düşündükleriniz kalp tarafından destek gördükçe havada asılı olan olasılıklar bir bir tezahür etmeye başlayacaktır. Yani yaratım sarmallarınız olasılık sarmallarınızın birer izdüşümüdür. Sevgililerim, yazıp çizmekte özgür olduğunuzu yeniden hatırlatmak istiyorum. Döngüleri seçen ve tasarlayan da sizlersiniz. İçinde bulunduğunuz bu döngülerden şikayet eden de sizsiniz. Bir şeylerin içindeyseniz emin olun kendinize söylemek istedikleriniz vardır. Bu yüzden bu süreçlerin her birine biz “Kendine bir adım daha yaklaşmak deriz…"

Dostlarım ben size; kendi sıradan saydığın günlük konuşmalarınıza kulak kabartmanizi tavsiye ederim. Kendi zihninizi; bu konusmaların içinde duyabilir ve davranışlarınızda izleyebilirsiniz.

'GERÇEK HEDEFİN' BUNLARDAN HANGİSİ..?

Biz Insanlar; bir seyleri bir sebep veya amaç uğruna yapmaya meyilliyizdir. Yaptığımız her şey için farkında olsak da olmasak da bir bahanemiz, mazeretimiz vardır
İşte bu durumun farkına vararak Gerçek Hedeflerimizi bilinçli ve kesinleşmiş bir algı ile oluşturarak doğal davranışlarımiz haline getirmemiz, arzuladigimiz sonuçlara ulasmamizda yardımcı olacaktır. Gercek Hedeflerinizi biliyor musunuz?

KENDİ VARLIĞINI GERÇEK ANLAMDA...


Gerçek anlamda kendini anlayarak, bencilliğin cok daha ötesinde bir anlayışla, yani ilahi Evrensel bir bakış açısı ile gerçekten ve tüm kalbinle 'KENDİ VAROLUŞUNU';
-Sevebildiğinde,
-Saygı ile kabul edebildiğinde,
-Bu duygu ve dusunceyi enerjin ile yayabildiginde
İstediğin her şeye doğal olarak sahip olabilir misin? O her ne ise...

VAKTİ GELİNCE OLUR..



Herşey vakti geldiğinde gerçekleşir. Sen elinden gelenin en iyisini yapmaya çalış ve sonra bırak ki olsun. Mükemmel olmaya çalışma. Severek ve içinden gelerek en iyi şekilde yap ve bırak olsun... Izin ver. Olsun..

SANA GÜVENİYORUM...

GÜL...
Sana güveniyorum,
Ben 'Gülün Çiçeğini' görüyorum,
Sana bakınca,
Sanki diken yok,
Ve Gül kokusu alıyorum,
Havayı koklayınca...

BEN KİMİM?



Zaten sahip olduğun ama farkında bile olmadığın doğuştan sana verilmiş doğal yeteneklerini ortaya çıkarabilmek için biraz da kendi içinde arayışa geç. Kendine sık sık sor; "Ben kimim?" Cevabın ne kadar büyük ve anlamlı olduğunu göreceksin.

Cevabı arıyorsan sorular sor içindeki Bilgeye. Cevabın hiç ummadığın bir anda ve beklemediğin bir şekilde hayatın içinden aniden geliverdiğini görecek ve şaşıracaksın.

KENDİNİ İFADE ETMENİN (FARKLI BİR) YOLUNU BİLMEK...


Reklamcıların en iyi yaptığı şey...
'Algıda Etki Yaratmak Sanatı' da diyebiliriz.
'Neyi söylediğinden çok, nasıl söylediğin daha önemlidir' de diyebiliriz buna.
Bazıları bu yolları çok iyi bilir.. Öyle değil mi?

ÖYLEYSE OLSUN..


Evren bizim mutluluğumuz için organize eder. Gerçekten istemiyorsak onu da bilir ve oluşu desteklemez.. Yine senin istediğin olur. Çünkü sen onu aslında gerçekten istemiyorsundur. Bilinçli düzeyde istediğini zannedersin ama aslında bilinçaltı düzeyde bu isteği engelleyen şeyler vardır. Yani hakikatte ''Gerçekten istemiyorsundur'' ve ''Sana şah damarından daha yakın olan'' senin bilmediklerini bile bilir. Ve sen gerçekten neyi istiyorsan öyle olur... Öyleyse Olsun...

15 Mayıs 2013 Çarşamba

ÇIKIŞ İÇİN YENİ YOLLARIN OLDUĞUNA İNANMALISIN...

Genç bir adamdı ama kalbine kalın duvarlar örmüştü. Şimdiden her şeyden elini çekmiş gibiydi. Geçmişte yaşadığı acı veren tecrübelerden sonra sanki kapatmıştı kalbini sevgiye ve yeni tecrübelere. Ona ''Sen kalbini sevgiye kapatmışsın, geçmişteki acı tecrübeleri yeniden yaşamamak için kendini geri çekiyorsun, uzak duruyorsun hayattan'' dediğimde diğerlerinin göremeyeceği bir şekilde 'Evet' anlamında başını öne doğru sallamıştı ve gözlerinden yavaşça akacak hale gelen gözyaşlarını tutarken dudaklarını ısırmakla meşguldü.

Evet, eğer sen de küskünlük, kırgınlık, öfke, içe kapanma, sevilmiyorum duygusunun yanı sıra geçmişte yaşadığın acı tecrübelerden dolayı yeni ilişkilere kalbinizi kapatmışsan, korkuyorsan bu durum sadece hastalık ve içinde uyum sorunu, neşesizlik problemleri yaratmakla kalmayabilir. Bu durum zaman içerisinde davranışlarımıza, düşüncelerimize, tavırlarımıza etki ederek bizleri hayattan kopmuş, zevk alamayan, renksiz bir Dünya'da yaşıyormuş hissine de kaptırabilir ki bu yıkıcı bir tavır olarak hayatımızda negatif yönde etki edecektir.

Her şeye, yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen yaşananlardan ders alarak, tecrübeler göz önünde bulundurularak; neşe, sevinç, başarı, huzur, mutluluğa ulaşılabileceği inancını kaybetmeden hedeflenecek noktaya götürecek olan; tavır, davranış, duygu seçimleri yapmanın bizim elimizde olduğunun farkına varmalıyız. Geçmişin acılarına bağlanıp, takılıp kalmadan yeniden hayata sevinç ile devam etmenin yollarını bulacak gücü ve isteği içimizde bulmalıyız.

Bunu yapabilir miyiz? 'Evet' diyenleri duyuyorum. İnanın evet diyenler bunu sağlayabilecek olanlardır. 'Hayır' diyerek arkasını dönüp aynı şekilde karamsarlığın içine dalacak olanlar ise, Onlar da varmak istedikleri yola doğru zaten gidiyor olacaklar. Neye inanırsan hayatında onu realize edersin diyor bir çok Üstad. Ben de buna yürekten inananlardanım. Evet, ben gerekli düzenlemelerin geç olmadan zaman yitirmeden yapılabileceğini yürekten bilenlerdenim. Ya sen Dostum?

HAYATI TEK NOKTAYA BAKARAK YAŞAMAK...

Sadece bir tek noktaya bakarak bütün bir hayat hakkında karar vermenin sıkıntısını yaşıyor olabilirsin. Gördüğün bir nokta, sana göre hayatın tamamını oluşturuyor zannedebilirsin. Hayat bir noktadan oluşmuyor ki. O birbirinden farklılık arz eden pek çok noktanın birleşmesinden meydana gelen bir paradigma. Sen hangi noktaya dikkatini verirsen hayat sana o noktadan karşılık veriyor. Baktığın noktalara aşırı bağlanmaktan vazgeçtiğinde meydana gelecek şifa. Bütün hayatını kurguladığın o noktanın hemen yanıbaşında durmakta olan farklı noktalara da bir bak ara sıra, onların sana neleri anlatmaya çalıştığını izle, dinle, dikkat et. Yeni olasılıkları gör. Özgürlüğünü fark et....

İŞ ARIYORUM DİYORSUN AMA...



İş arıyorum, çalışmak istiyorum, sıkıldım, çalışmalıyım ama iş bulamıyorum diyorsun. Dilin bunu söylüyor ama iş sana geldiğinde; maaş az, istediğim gibi değil, statüsü belli değil vb. bahaneler üretiyorsun. Aslına bakarsan, sen çalışmayı gerçekten istiyor musun yoksa istemiyor musun? Dilin ayrı şeyler söylerken gönlün başka şeyler anlatıyor. Farkına varmalısın, sen dilinde istediğin şey misin yoksa farkında bile olmadığın derinlerde daha büyük bir şeyin etkisi altında mısın?

YOLDA OLMAK ÇOK GÜZEL, HER ŞEYE RAĞMEN KEYİF AL...

Benden kesin cevabı bekleme, onu kalbine sormalısın... Kararları sen vermelisin.. Gerçek hedefini hiç unutmadan farklı yollardan oraya gitmenin yollarını bulmalısın. Bu bazen zigzaglar çizerek de olabilir... Kaçmadan, sakin kalarak, bazen akışın içinde akış ile birlikte hareket ederek bakmalısın olacaklara, 'Her şerde bir hayır vardır' lafını unutmadan düşmelisin yollara... Ama 'Gerçek Hedefini' hiç unutmadan, yolu kaybetmeden, farklı yollar yöntemler uygulayarak ve yolda olmaktan keyif alarak ilerlemelisin... Her şeye rağmen yolda olmanın kendisi çok güzel...

ASLINDA KİME KIZIYORUZ ? ASLINDA NEYE İHTİYACIMIZ VAR?

Dekolte giyen kızlara kızıyordu, özellikle göğüs dekoltesi olanlara çıldırıyordu. Erkek arkadaşına soruyordu her gün bıkmadan usanmadan 'Baktın mı bugün bu kızlara?' diye. 'Vücudunda en beğenmediğin yer neresi?' diye sorduğunda adam, o çekinerek, utanarak 'Göğüslerim, çünkü küçükler' diye cevaplandırdı. Sanki göğüslerini saklamak için iki büklüm olmuş, kamburu çıkmıştı. Hepimiz birilerine kızıyoruz farkına vararak veya varmayarak. Onlar bizim hangi yaramıza dokunuyorlar. Sorun onlarda mı? Yoksa onlar bize bizim karanlık gölgelerimizi mi gösteriyorlar. Onlara mı kızıyoruz, yoksa kendi beğenmediğimiz, eksik bulduğumuz yanlarımıza mı? Aslında neye ihtiyacımız var? Kendimizi tüm eksik ya da kusurlu zannettiğimiz yanlarımızla sevmeye mi?

HATA YAPARKEN DE ÖĞRENİYORSUN...



Onların hepsi senin yorumun ve algın... Olaya yüklediğin anlam bu.. Bir başkası için daha farklı anlamları olabilir.. Taze bir nefes, beyaz bir sayfa, yeni umutlar vb... Kararlar, seçimler ve hayat insanların kendisine aittir Dostum... Tabii ki sonuçları da. Şimdi tüm sorumluluğun elllerinde olduğunu hissederek, kimseyi suçlamadan kararı yine sen vereceksin... Belki de en güzeli bu.. Çünkü hatalar yaparken de öğreniyorsun, gelişiyorsun...

HANGİSİ DAHA DOĞRU, FARKINDA MISIN?



Bir küçük pervane böceği bir örümceğin kurduğu ağa yani tuzağa yakalanmış çırpınmakta iken oradan geçmekte olan Adam bunu görmüş ve düşünmeye başlamıştı; "Böceği kurtarsam Doğanın akışı bozulacak, ve Örümceğin nasibine engel olmuş olacağım. Kurtarmazsam çırpınmakta olan Böcek birazdan ölecek. Ne yapmalıyım acaba?" diye düşünürken bir Kadın gelir ve Adam durumu ona gösterir ve sorar; "Sen bu durumda ne yaparsın?" Kadın kısa bir kararsızlığın sonrasında yere eğilip yeşil ve canlı bir otu kırarak koparır ve Örümceğin ağını bozarak çırpınmaktan yorulan Böceği kurtarır ve sevinir, gururludur. Adam Kadına bakar ve sorar; "Yerde hemen yan tarafta duran sararak kurumuş Otu görmedin mi? Yeşil renkli canlı meyve vermekte olan Otu koparıp Örümceğin ağını bozdun ve çırpınan Böceğe yardım ederek onun canını kurtardın ama diğerlerine ne yaptığının farkında mısın?"

Yaşarken her adımımızda; neyi, niçin, nasıl, hangi niyetle yaptığımızın ve meydana getirdiğimiz sonuçların farkında mıyız? Böyle düşünmekten kendini alamıyordu Adam... Ve yürüyordu hayatın içine doğru...

DİĞER CANLILAR VARLIĞIMIZA CAN KATIYOR...



Her canlı varlığın kendi ortamında ne kadar huzurlu ve enerji dolu olduğunu görebiliyoruz. Her birinin sahip oldugu doğal hal, tenlerindeki narinlik, hareketlerindeki esneklik ve nezaket insanı derinden etkiliyor. Onların varlığı bizim varlığımiza can katiyor...

BİR RENK KOMBİNASYONU SARI VE LACİVERT BALIKLAR...

Doğada da cok görülebilen renk kombinasyonlarindan birisi sarı ve laciverttir. Akvaryumdaki balıklarda gördüm bu kombinasyonları. Ve bu kombinasyon bazılarını benim gibi derinden etkiliyor. Doğanın yarattığı her bir kombinasyon cok değerli. Her kombinasyona saygı ve sevgi duyabilen bir yürek aslında en büyük saygı ve sevgiyi kendine ve Yüce Yaradana duyabilen içsel bir kombinasyona da sahiptir. Sevgi ve saygı ile...

SEN GEMİNİN KAPTANISIN...



Yaşam Gemisinin Kaptanı sensin ve Dümen senin ellerinde. Hangi Denizlere ve hangi yönlere gideceğine özgürce sen karar verebilirsin. Eğer bu kararları verebileceğinin gerçekten farkında isen bunu yapabilirsin. Ve Gemi sana uyum gösterecek, yönlendirdiğin yerlere doğru yol alacaktır. Sen nereye istersen; bazen sevgi ve neşeye bazen de korku ve acıya...

ENERJİ ÇALIŞMALARI HAKKINDA SORU VE CEVAP..

*SORU: Yapılan Enerji ile Şifa Çalışmalarında; sadece fiziksel durumlara mı çalışılıyor ya da duygusal veya zihinsel durumdaki sorunlara da çalışılıyor mu?

*CEVAP: Enerji çalışmaları; Zihinsel, Duygusal, Eterik, ve Fiziksel Boyutlarda etkili olmaktadır. İnsanı kapsayan bütün alanlarda etki yaratabilir. Özellikle Duygusal ve Zihinsel Alanlar hedeflenerek de çalışılabilir ki bu durum Fiziksel Alanları da olumlu yönde etkiler, şifalandırır...

MATRİX ENERJİSİ, BULUTLAR DAĞILIYOR...



Adeta bulutlarla kaplanmış gökyüzünün açılarak güneşin ışınımlarının yeryüzüne ulaşması gibi, enerji alanlarımızdaki gölgelerin temizliği yapılarak enerji bedeninin bağlantıları yeniden kurulmakta, enerji bedeninin ışık alıp-verir hale gelerek ışınım yaymasını kolaylaştırmaktadır.

Genellikle anında etkisini gösteren çalışma sonrasında kişiler; üzerlerinden büyük bir yükün kalktığını, rahatlayıp gevşediklerini, adeta sarhoş gibi olduklarını, uyumak istediklerini ve tam o anda var oluşun dışında hiç bir problemi düşünemediklerini, hayatın daha renkli göründüğünü, görüşlerinin keskinleştiğini ağız birliği etmişcesine ifade etmektedirler...

MATRİX ENERJİSİ İLE ÇALIŞMA...

MATRİX ENERGETİCS yani Matriks Enerjileri ile çalışmak; Bilinç Teknolojisini kullanmak anlamındadır. Her insanın Bilinçli ve Bilinçaltını kapsayan yaşam biçimleri, kalıpları bulunmaktadır. En alt katmanda yer alan ışık, bilgi ve rezonansın oluşturduğu patternler hayatlarımızı biçimlendirip, şekillendirirler.

Küçücük bir çocukken yaşadığımız olaylardan başlayrak bugüne gelene kadar; öğrendiğimiz bilgiler, geçirdiğimiz travmalar, aldığımız kararlar, ettiğimiz yeminler ve meydana getirdiğimiz inanç kalıpları hayatımızın yönünü belirleyen unsurlar olarak bizleri etkiler.

Matrix Energetics ile yaptığımız çalışmalar; Işık, Bilgi ve Rezonans'ı kapsayan alanlarda mümkün olacak değişimleri sağlayarak, kişinin asıl normlarına dönmesine yardımcı olmaktadır. Tüm fiziksel bedeni içten ve dıştan kaplayan Aura Alanlarında, Çakra Meridyen Sistemlerinde yani Enerji Bedeni içinde meydana getirdiğimiz blokaj, kırılma, tahribat, kayma, bozulmaları adeta onarmakta, tamir ederek, gerçek norm değerlerine ulaştırmaktadır.

MATRİX ENERJİSİ VE SUBTİL İNCE ENERJİLER..

Matriks Enerjileri Subtil Enerji ve Kuantum Fizik Yasalarına dayanmaktadır. Bu fikir için Bilinç bir Teknoloji, Şifa, Ruhsal Gelişim, anlık ve yaşam boyu dönüşümdür.
Matriks Enerjileri; biz bir kutunun içinde olduğumuzun farkında olmasak bile, her şeyin biz olduğumuzu sandığımız bir kutunun içinde bizi etkilediğini bilir.
Matriks Enerjileri; Fiziksel Beden üzerinde uygulanır. Vücudun kendisi madde ile ifade ediliyor, ancak aslında vucudun; ışık ve bilgi deseni ve sadece karmaşık bir etkileşim alanı olduğu bilinmelidir. Konu önemli değildir ve Matriks Enerjileri Fiziksel konu ile sınırlı değildir. Çalışılacak desen Manevi Düzeyde, Mali Düzeyde ve Çevresel Düzeyde, Duygular, İlişkiler Düzeyinde de olabilir, kayabilir. Bu Morfik Alan Evrensel Bilinç içine dağılmış olduğu, size hayatınızın herhangi bir yönü veya desen dönüşüme erişimi olduğu anlamına gelir. Sonsuz Potansiyele sahip Morfik Alana dokunarak sonsuz olanaklara erişim sağlar.

MATRİX ENERJİSİ İLE HAFİF BİR DOKUNUŞ...



Matriks Enerjileri; iyileşme, öz bakım ve dönüşümün tam bir sistemidir. Bunu uygulamanın fiziksel ve gözlenebilir etkisi her zaman vardır. Niyet ile çalışan bir fenomendir. Etkileyici bir şekilde bu şifayı kullanmak mümkündür. Matriks Enerjileri hafif hafif bir dokunuş ve odaklanmış niyet gücü ile başlar ve yaşam değişiklikleri etkileyebilir, yeni ve sevinç dolu durumlar oluşturur. Bu heyecan verici yeni bir araç; şifalar yaratmak, dönüştürmek için ve yeni olanaklar yaratmak için kullanılabilir. Bu sistemin; şifa alma, hastalık ve gerçekliğin yapısına ilişkin inançları dönüşüm hakkında çok fazla etkisi olabilir.

MATRİX ENERJİSİ KUANTUM FİZİĞİ İLKELERİ İLE İLGİLİDİR...



Matriks Enerjileri; bazen büyülü gibi görünen ancak kuantum düzeyde yasalarla ifade edilen subtil ince enerji, fizik ve Kuantum Fiziği Kavramları ve Kanunları, Süper Sicim Teorisi ve Sheldrake'in Morfik Rezonans Kuramları'na dayanmaktadır. Uygulama anında çoğu zaman kişinin deneyimleri; dönüşümün düzgün bir dalga üzerinden çalışır ve vücudun anında tamamen rahat dalgaya düşmesi gibi göründüğü izlenir. Matriks Enerjileri uygulandığında bedeninizde hareket gibi bir dalga hissedeceksiniz. Bu oturarak veya ellerinizi bir masa üzerine koyarak, ayakta bir durumda da oluşabilir. Uygulayıcı; güçlü, odaklanmış niyet ile özel yöntemler kullanabilir. Uygulanan ve yaratılan Matriks Enerjileri "dalgası" olası en iyi sonuçları verecektir. Vücudun üzerine (tanımlamak için) hafif bir dokunuş yöntemi uygulaması ile birleştirilmiştir. Neler oluyor gibi görünür derseniz, bilinçte dönüşüm ve benzeri biyolojik, fiziksel alanlarda etkileşim olmaktadır denilebilir.

MATRİX ENERJİSİ HAKKINDA BAZI ŞEYLER...



Yaşama başladığınızdan bugüne kadar yaşanan; geçmiş travmalar, yaralanma ve duygusal kalıplara bağlı durumlar değişimden etkilenecek. Bu yeni paradigma, bunu maddi dünya ile etkileşim ve dönüştürmek için mümkün hale getirerek ve yaparak bilincinin yeni durumlara anında erişimini sağlar. Matriks Enerjileri bilinçli farklı bir şekilde gözlemlemek için neleri, nasıl seçebilirsiniz bize gösteriyor. Algılama yolunuzun değişen doğal bir uzantısı olarak, eski gerçeklik çöker ve yeni olanaklar anında hayata geçmeye başlar. Fiziksel ve duygusal koşullar düşünce hızı ile çözülebilir. İnsanlar anında doğrulanabilir, gözlenebilir değişiklikleri göremeyebilirler. Genellikle, kişinin deneyimlerini dönüşümün düzgün bir dalga üzerinde çalışılıyor gibi görebilirsiniz. Matriks Enerjileri uygulandığında, uygulanan hareket gibi bir dalga hissedeceksiniz. Uygulama ile; bilinç, biyolojik, fiziksel alanlara ait Matriks kendini yeniden düzenleyecek yeterliliğe sahiptir...

30 Nisan 2013 Salı

QUANTUM TOUCH - KUANTUM DOKUNUŞ HAKKINDA HER ŞEY...

Bob Rasmusson isimli bir şifacıdan etkilenerek Richard Gordon tarafından kurulmuş olan QUANTUM TOUCH genellikle ellerin kullanılarak uygulandığı bir şifa uygulamasıdır. Diğerlerinden uygulama olarak farklı bir tekniktir de diyebiliriz.. Gerçekten öyle hızlı etkiler yaratır ki, Şifayı Alan Kişide de olağan üstü olduğunu düşündürür. Nazik, hafifçe, bastırmadan yapılan bir dokunuşun sonunda; ağrıların azaldığını, tamamen kaybolduğunu, yaraların hızla şifalandığını, kemiklerin kendilerini yeniden düzenlediklerini izleyebiliriz. Bu bazen anında olur, bazen de bir kaç gün içinde. Ne fark eder ki. Bu tekniği öğrenip, uygulama yapabilmek için vücut taramalarını geliştirici meditasyonlar, farkındalığı arttırıcı çalışmalar yanı sıra özel nefes teknikleri üzerinde eğitim almalısınız. Quantum Touch yani Kuantum Dokunuş; doğal şifadır, güçlü bir yöntemdir. Herkesin, kendisine ve başkalarına yardımcı olmak için doğuştan gelen bir yeteneği olduğunu bilir. Çeşitli nefes ve enerji farkındalık egzersizlerini birleştirerek yaşam gücü enerjisini (Life Force, Chi, Ki, Biyoenerji, Prana, Orenda, Mana, vb) şifalarda kullanmamızı sağlar. Evrende zaten varolan ve farkında olmadığımız için yararlanamadığımız bu enerji, hafif dokunuşlarla kendimizin veya başkalarının enerji titreşimlerini yükselterek vücudun kendi kendini iyileştirmesine aracılık eder. Kuantum Dokunuş eğitimi alan bir kişi, kendisine ve başkalarına şifa verebildiği gibi uzaktakilere de şifa gönderebilir.

Quantum Touch-Kuantum Dokunuş; vücudun kendi iyileşme sürecini kolaylaştırarak ona destek sağlar, yaşam gücü enerjisini yükseltmek üzere eğitim alan Uygulayıcı Şifaya aracılık eder. Sevgi şifanın özüdür, sevgimizin hayal edebileceğinizden çok daha fazla etkisi vardır. Sevginin olanakları gerçekten olağanüstüdür. Bütün yaratılmış varlıkların bedenleri mükemmel bir donanıma sahiptir. Tüm organlar ve dokular insan zekâsının çok üstünde bir düzende çalışır ve her canlının olması gereken bir titreşim seviyesi vardır. Canlının bedenindeki enerjinin titreşim seviyesi düştüğünde ise bu denge bozulur ve hastalıklar görülmeye başlar ki bu bir süreçtir. Kuantum Dokunuş Şifa Çalışması; hastalık olarak adlandırabileceğimiz her türlü durumda korkmadan, çekinmeden kolaylıkla uygulanabilecek bir Teknik olarak dikkat çekmektedir. Bu durumlar; Fiziksel olabileceği gibi Duygusal ya da Mental-Zihinsel de olabilir... Fiziksel, Zihinsel, Duygusal her türlü dengesizlik, rahatsızlık durumlarında şifa olarak Quantum Touch uygulanabilir; Kuantum Dokunuş, bedenin düşük titreşimli bölgelerinin yüksek titreşimli bölgelere uyumlanmasını sağlayarak şifanın gerçekleşmesine aracılık eder. Kuantum Dokunuş uygulayıcısı, Kuantum Dokunuş tekniklerini uygulayarak kendi enerji frekansını en yüksek seviyeye çıkarır. Uygulayıcı, elleriyle bedendeki düşük titreşimli bölgeye dokunduğunda, o bölgenin zayıf olan enerjisi kendisine sunulan bu yüksek titreşime rezonansa girerek uyumlanır.

Kuantum Dokunuş'un anlattığı dokunuş; sadece fiziksel bir dokunuştan ötedir. Araştırmalar, incelemeler de bunu doğrulamaktadır. Doğduğu andan itibaren sürekli dokunularak (kucağa alınarak, sevilerek, öpülerek vb) büyütülen bebeklerin, bu duyguları alamadan büyüyen aynı yaşdaki akranlarına nazaran daha sağlıklı ve hızlı geliştikleri, daha az hastalandıkları ve bağışıklık sistemlerinde daha güçlü oldukları izlenmiştir. Sevgi ile içten gelerek yapılan normal bir dokunuştaki etki gerçekten çok fazladır. Bu aslında doğuştan sahip olduğumuz (ve çoğu zaman da ihtiyaç duyduğumuz) sevgi ile yoğrulmuş Evrensel Yaşam Enerjisinin ihtiyaç hisseden bir başkasına ulaştırılmasıdır. Quantum Touch Şifası uygulanarak;

-Karpal Tünel Sendromu,
-Baş ağrıları, Migren vb. ağrılar,
-Boyun ağrıları,
-Bel ağrıları, tutulmalar,
-Siyatik ağrıları, buna bağlı bacak ağrıları,
-Omuz ağrıları,
-Kalça, Boyun dengesizliği, eğriliği,
-Çene eklemindeki (TMJ) problemler,
-Skolyoz, duruş bozukluğu, kalça, kafatası kemiği dengelemesi,
-Kaslardaki gerginlik, sıkışma ve donukluk, bacaklardaki ağrıların giderilmesi,
-Spor yaralanmaları, kırık-çıkık tedavi sonrası şifayı hızlandırma, yaraların hızlı iyileşmesi,
-Bağışıklık Sistemini güçlendirme, toksinlerin atımı, bağımlılıktan özgürleşmeye yardım,
-Gerginlik,-Bel, boyun fıtığı ve diğer fıtık problemlerinde, çeşitli kas, kemik ağrılarında ve diğer problemlerinde,
-Öfke, nefret, stres, içsel bunalımlar, kin, kırgınlık, içe kapanma vb konular,
-Duygusal Blokajların çözülmesi, Ruhsal arınma ve ruhsal şifa,

Ve bunlara benzer; bel fıtığı, göz problemleri, sinüs, diş, diş eti, boyun sorunları, romatizma ve multipl sklerozun şifalanmasına yardımcı olur. Pekçok sorunda şifa çalışması olarak destek olmaktadır.

Hüseyin Turgut Sayın
Quantum Touch Certified Instructor&Practitioner

Tabii ki Doktor Kontrolünde yaptırılması gerekli; Tıbbi Teşhis, Tetkik ve Tedavileri ihmal etmeden, Destekleyici bir Şifa Yöntemi olarak kendinize ve yakınlarınıza sandığınızdan çok daha fazla yardımcı olabilecek bir şifa uygulamasıdır.

23 Nisan 2013 Salı

FARKINDA OLMAK...

Farkında olmak, değişmek, dönüşmek ve bunlara açık ve istekli olmak harikadır. Güzel dönüşümlere ve yükselişe giden yol sizlerin arzusu ve niyeti ile başlar ve devam eder.. Yükseliş yolunda ilerlemeye olan ilgi ve alakanızın istikrarlı bir şekilde hep devam etmesi umudu ile.. 

ŞİFAYA KAVUŞMAK İÇİN; ODAĞINI VE DENGENİ FARK ET...

ODAĞINI VE DENGENİ FARK ET...
Hayatın boyunca genel olarak nelere odaklandığının ve dikkatinin nelerin üzerinde olduğunu fark etmeye özen göster. ''Sevgiye mi yoksa Korkuya mı daha fazla odaklanıyorsun?'' Dikkatin yapabileceğin güzel şeylere mi yoksa karşılaşabileceğin olumsuzluk ve kayıplara mı daha fazla odaklı? Fark et, hisset, farkına var. Odaklandığın şeyler arasında dengeyi kurabildiğinde işler yoluna gitmeye başlayacaktır. Bazen bir tarafa bazen de diğer tarafa geçebilirsin. Ancak, kotrolsüzce ve farkında olmadan hep bir tarafa aşırı gidiyor ve orada sürekli kalmaya başlıyorsan Dengeni de kaybetmeye başladın demektir. Dengeni fark et.

ŞİFA YOLUNDA; SANA YAPILMASINI İSTEMEDİĞİN ŞEYLERİ...

SANA YAPILMASINI İSTEMİYORSAN...
Kızmış, darılmış, kırılmış ya da gücenmiş olabilirsin. Sana hiç beklemediğin hareketleri ve tavırları göstermiş olabilir. Eskiden Dost saydığın kişi şimdi rakibin durumuna geçmiş hissedebilirsin. Olaylar senin kontrol edemeyeceğin şekillere de bürünmüş hale gelebilir. Yine de hissettiklerinin, duygularının ve düşüncelerinin farkına varmaya gayret et. Sana yapılmasını istemediğin şeyleri o kişiye yapmaya karar vermeye başlamak üzere olduğunu anladığında şöyle derin bir nefes al ve kendine şu soruyu sor; ''Evet tamam da, şimdi ben ne yapmaya çalışıyorum, bu yaptığım gerçekten doğru bir davranış mı, bunu yapmayı gerçekten istiyor muyum, bu tavır ve davranış beni hangi yöne götürüyor Işığa mı yoksa Karanlığa mı?'' Cevapları bekle. İnan bana doğru cevaplar gelecektir. Derin bir nefes al, rahatla ve gevşe, sakinleş, daha geniş bir açıdan bak duruma ve kendine... Görecek ve anlayacaksın... Sana yakışanı yapmaya başlayacaksın.. Ben sana inanıyorum, sen de içindeki Sevgiye inan ve gereğini yap... Haydi korkma... Yol çok yakın...

ŞİFA İÇİN; DEDİKODULARA BOŞ VER, YOLA DEVAM ET...

DEDİKODULARA BOŞ VER... YOLA DEVAM ET...

Kendini hiç üzme kardeşim, inandığın yolda devam et... Konuşulanlara ve konuşanlara üzülme, sadece; ne konuşuldu, ne dediler, doğru mu diyorlar, söylediklerinde haklılar mı? bunlar üzerinde bir düşün ve kendine farklı açılardan bak... Eğer söylenenlerin doğru olduğuna kanaat getiriyorsan gerekli düzenlemeleri yapabilirsin ama sadece dedikodudan ibaret ise o zaman üstünde durmana hiç gerek yok...

BİR DOST

ŞİFA YOLUNDA: EĞER ONLAR SENİ KENDİLERİNE UYDURMAK İSTERLERSE...

SENİ KENDİLERİNE UYDURMAK İSTERLERSE...
Eğer onlara uymak istiyorsan, uyabilirsin... Bence hiç mahzuru yok, ya sana göre? Nasıl yaptıklarını biliyorsan önemli değil, başa çıkarsın ya bilmiyorsan? O zaman durum değişir. Onlar bilirler adamlarını, ne zaman, nerede, hangi damarına basacaklarını çok iyi bilirler. Onlar biliyor da sen farkında değilsen, yandın demektir. Enerjini kaybetmeye, yerlere düşmeye, belki de yerlerde sürünmeye hazırlıklı olmalısın Dostum. Seni kızdırdıklarında, tahrik edici sözler söylediklerinde, seninle alay ettiklerinde ya da muzipçe bakarak, dudaklarını yana kaydırarak gözlerini süzdüklerinde; etkileniyorsan, içine atıyorsan, sert karşılıklar veriyorsan ya da onların bitmek bilmez acı hatıralarını saatlerce ses bile çıkartamadan dinliyorsan, gidiyor demektir Dostum, sendeki değerli ne varsa... Farkına varmalısın. Farkında olmalısın. Neyi, neden yaptıklarının. Ne yaparsan ne olacağının. Merkezinde kalmalısın. Kendinde kalmalısın. Korkmadan, sevgiyle ve inançla. Ve görmelisin bunu sana yapanların maskelerinin arkasındaki gerçek yüzlerini... Anlamalısın...

Eğer onlara uymak istiyorsan, uyabilirsin... Bence hiç mahzuru yok, ya sana göre? Nasıl yaptıklarını biliyorsan önemli değil, başa çıkarsın ya bilmiyorsan? O zaman durum değişir. Onlar bilirler adamlarını, ne zaman, nerede, hangi damarına basacaklarını çok iyi bilirler. Onlar biliyor da sen farkında değilsen, yandın demektir. Enerjini kaybetmeye, yerlere düşmeye, belki de yerlerde sürünmeye hazırlıklı olmalısın Dostum. Seni kızdırdıklarında, tahrik edici sözler söylediklerinde, seninle alay ettiklerinde ya da muzipçe bakarak, dudaklarını yana kaydırarak gözlerini süzdüklerinde; etkileniyorsan, içine atıyorsan, sert karşılıklar veriyorsan ya da onların bitmek bilmez acı hatıralarını saatlerce ses bile çıkartamadan dinliyorsan, gidiyor demektir Dostum, sendeki değerli ne varsa... Farkına varmalısın. Farkında olmalısın. Neyi, neden yaptıklarının. Ne yaparsan ne olacağının. Merkezinde kalmalısın. Kendinde kalmalısın. Korkmadan, sevgiyle ve inançla. Ve görmelisin bunu sana yapanların maskelerinin arkasındaki gerçek yüzlerini... Anlamalısın...

ŞİFAYA YOLCULUK; KİME GÖRE, NEYE GÖRE YAŞAMAK...

KİME GÖRE, NEYE GÖRE YAŞAMAK...

Başkalarına göre yaşayan biri olsaydım, şimdi bu anda yapmakta olduğum hiç bir şeyi yapamayacak durumda kalmış olurdum. Bu durum beni geriye doğru götürmüş ya da yerinde saymış kılardı. Ama Ben çağrının farkındayım ve 'Çağrıldığım Yere' doğru gitmeyi seçiyorum. Gelişmeye, dönüşmeye, ileriye yani Tekamüle... Belki daha da ötesine...

ŞİFA İÇİN, DUYGULARINI İFADE ET...

Eğer doğru olduğuna yürekten inanıyorsan, deneyimlemiş ve yaşamışsan 'içinden geleni' korkmadan söyle, konuşarak, yazarak, çizerek ve müziğe dökerek, beden dili ile ifade et. Yeter ki dışarıya çıksın duyguların. Duygularını ifade etmekten korkma. İncitmeden, kırmadan, nazik ve kibarca yapabilirsin. Sana verilen aklı, mantığı, sezgileri kullanarak yap bunu. İnan ki sana iyi gelecek... Sonunda onlar seni daha iyi anlayacaklar ve sen de onları daha derinden anlayacaksın.. Özde aynı olduğunu görecek ve daha da yakınlaşacaksın. Korkma, ifade et duygularını...

23 NİSAN VE ANILAR...

BUGÜN 23 NİSAN, NEŞE İLE DOLUYOR İNSAN...

''Bugün 23 NİSAN, Neşe ile doluyor İnsan'' diye başlardı dizeler, çocukluğumda yapılan törenlerde okunan şiirlerde. Ben ilkokuldan itibaren hep Mehter Takımlarında, Okul Bandolarında ya da Milli Marşlar okuyan Okul Korolarında ve Okul Orkestrasında görevler aldığım için neredeyse her törene giderdim. Çok da keyif alırdım. O günlerden aklımda kalan ilk satırlar bunlar. 23 Nisan olduğunda aklıma ilk önce bu dizeler geliyor.

''Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan'. Gerçekten de 23 Nisan neşe ile dolunan bir gün benim için. Bu sabah uyanınca yine aklıma bu dizeler geldi. Ve tabii ki hiç unutadığım bir olay daha. O 23 Nisan'da; teyzemin Kumburgaz'daki yazlığında kuzenim ile geçirdiğimiz bir 23 Nisan günü vardı ki, nasıl bir gaza geldiysek o gün denize bile girmiştik. Sonrasında 1 hafta boyunca 'bütün dudağım uçuklarla dolu' halde işe gitmek zorunda kalmıştım. Bu sabah kalkınca aklıma o olay geldi. Sordum kendime 'Bugün de girebilir misin denize, o günlerdeki gibi?' Sanmıyorum. Güneyde Antalya ya da Alanya'da olsam belki? Kim bilir?

Neyse, Bugün 23 Nisan, hep neşe ile doluyor İnsan... Önemli olan bu...

BUGÜN 23 NİSAN, NEŞE İLE DOLUYOR İNSAN...

Bugün 23 NİSAN 2013 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bütün TÜRKİYE'nin Bayramını içtenlikle ve sevgi ile kutluyorum. Güzel Dünya'mızda yaşayan bütün güzel kalpli Çocuklarımızın bu güzel Bayramını ayrıca tebrik ediyorum.

Bizlere bu güzel günü armağan eden Yüce Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve Komutanlarına, Silah Arkadaşlarına, Büyük Millet Meclisi Kurucuları ve Üyelerine, O acı ve mücadele ile dolu birlik günlerini yaşayarak bizlere bugünlerimizi armağan eden Fedakar Dedelerimize, Ninelerimize yani Yüce Atalarımıza sevgi ve saygılarımı sunarım... Bayramımız Kutlu Olsun Sevgili Dostlarım... 

Bugün 23 Nisan, neşe ile doluyor İnsan...

GERÇEK ŞİFA, ŞİFAYI ALANIN ANLAYIŞINDA GERÇEKLEŞİR...

GERÇEK ŞİFA, ŞİFAYI ALANIN ANLAYIŞINDA GERÇEKLEŞİR...

Ne kadar istesen de; gerçek anlamda kendilerini değiştirmeye, dönüştürmeye, farklı olasılıklara açmaya niyeti olan insanlar dışında kimseye yardım edemeyeceğinin farkına varmalısın. Şifayı almakta zorlananlar; hem alıştıkları düzenin devam etmesini hem de mutluluğu sonuna kadar tatmayı isteyenlerdir. Bir tarafları ile köklerinden ayrılmaz birşekilde bağlı oldukları, alıştıkları kendi düzenleri içinde kalmayı arzularken, diğer tarafları ile de sonsuzluğun sonsuz nimetlerinin ayaklarına gelmesini bekleyerek ve umarak yaşamlarını sürdürmeye devam etmek isterler. Ne yaparsan yap, yaptığın yüzeyde kalacaktır. Kökte, asıl olanda değişim, dönüşüm ve şifa; ancak O olanların farkına vardığında, gerçekten şifaya kendini açtığında ve istediğinde gerçekleşecektir. 

Gerçek şifa, şifayı alanın algısında ve anlayışında gerçekleşir. Hakiki anlamda şifaya kavuşması gereken tek şey, şifayı alan kişinin algı ve anlayış düzeyidir.

4 Nisan 2013 Perşembe

YAŞLI ADAM VE CEFAKAR BİSİKLETİ...



Ekmek ile balık tutmaya çalışan Yaşlı Adam ile onun sadık ve cefakar biraz da sahibi gibi yaşlanmış Bisikleti, arkada Bostanlı Arabalı Vapur İskelesinde sırasını bekleyen Arabalı Vapurlar. Deniz ile Güneşin kardeşliğine eşlik eden soğuk, soğuk esen Rüzgarın sesi kulaklara şarkılar söylüyor... Hey Dünya hey... Ne yaşamlar yaşanıyor senin kollarında. .. Her biri ayrı hikaye... Yaz yaz bitmez ki...

BOSTANLI SOKAKLARINDA YÜRÜYORUM...



Bostanlı sokaklarına günün son ışıkları vurmaya başlamış, ışıldayan lambalar var yollarda ve evlerde artık. Vakit akşama dönmekte. Kahvehanelerde yorgunluk çayları ve kahveleri yudumlanırken, yüzlerde günün yorgunluğu var...
Açıkhava Tiyatrosu hemen sol tarafta, tamirat ve yenileme çalışmaları sürüyor, harika görünüyor, Ustalar perdeleri takmaya çalışırken tek tük insanlar kaldırımları adımlıyorlar. Ben de aynı kaldırımlardan yoluma giderken arkamdan esen Ege rüzgarının kokusunu karabiber ağaçlarının dallarından gelen rayihalarla karışık içime çekiyorum.

İçimden geçen güzel duygularla 'Sevgili İzmir, sen ne kadar da güzelsin' diyorum ve sırtımda çantam, elimde valizim sakin adımlarla yürüyorum...

LALELER AÇMAYA BAŞLADI...



Laleler açmaya karar verip baharın müjdecisi oldular. Hayatın aydınlık yüzü kendini yeniden göstermeye başlıyor. Bahar geliyor, renkli ışıklarını ciceklerden yansıtan Güneş yüzünü daha fazla göstermeye niyetleniyor. Şimdi sıra size geliyor, renklerinizi ve yeteneklerinizi hayata sunmanin tam vakti geliyor...

HER ŞEY KAYNAKTAN ÇIKAR ONA DÖNER...

Her şey Kaynak'tan çıkar ve Hayat'ın içine akar. Ve tekrar Hayat'ın içinden Kaynağa akarak geldiği yere geri döner, yani Yuva'sına. Artık başlangıçtaki şey değildir, yeni bir hale dönüşerek geri dönmüştür oraya. Tekamül ederek dönmüştür. Tekamül yolunda; yeni dersler vardır belki de tez vakitte, kim bilir? 

ENERJİNİZE BAKTIĞIMDA...



Sevgili Dostum;
Sizin enerji alanınıza baktığımda, daha çok iç dünyanızda vakit geçirdiğinizi görüyorum. Diğer taraftan oldukça Duygusal bir yapıya sahip olduğunuzu, irade ve gücünüzü çok kullanamadığınızı izliyorum. Enerji alanınızda dengeye geldiğinizde dolayısıyla bolluk ve bereketi de almaya başlayacak duruma gelmiş olursunuz. Enerji alanını düzenleyici çalışmaların hepsi insanın bolluk ve berekete daha rahat ulaşmasını doğal olarak sağlar. Çünkü sizin zaten her yerde var olan bolluk ve bereketi görmenizi, onu hak ettiğinize dair şuurunuzda açılımların oluşmasına yol açar.

DUA ETMEK GÜZELDİR...

 Sevgili Dostum; dua etmek çok güzel ve faydalıdır, ama dua etme şekliniz çok önemlidir... Hep olumsuz durumun düzeltilmesini istemek yönünde dualar yapıyorsanız bunlar size faydadan çok zarar getirebilir...

Zaten her an korunuyorsunuz ve her yerde bereket-bolluk var. Onu almayı hak edip etmediğinizi ne kadar düşünüyorsunuz?

Önce Tanrının zaten bolluk bereketi her zaman size ve diğer insanlara verdiğini ve sizi koruduğunu, gözettiğini anlamalısınız. Onu dualarınızda istemek alamadığınıza olan zannınızı gösteriyor olabilir. Burada verilmeyen bir şey mi var yoksa alınamayan-görülemeyen mi bir şey var? Ne dersin...

HER ŞEY SİZE VERİLECEKTİR, AMA...



Sevgili Dostum;

Öncelikle, kendinizi sevmeyi, değerli görmeyi, var oluşunuzu kutsamayı, kendinize saygı duymayı öğrenmelisiniz ve iradenizi gerçekten istediğiniz şeye odaklayarak gücünüzü bu yönde kullanmayı ve duygularınızı açık açık ifade etmeyi öğrenmelisiniz. Her şeyi hak ettiğinizi anlayacak şuura geldiğinizde, eyleme geçtiğinizde ve almaya kendinizi tam anlamı ile açtığınızda her şey size verilecektir...

HAK ETTİĞİNE İNANIYOR MUSUN?



Sevgili Dostum;
Aza kanaat ediyorsunuz, daha fazlasını hak ettiğinize tam inanmıyorsunuz ve eyleme geçemiyorsunuz.. Yeterince güçlü irade, istek ve arzuya sahip değilsiniz. Hak ettiğinize inanmıyorsunuz. Bunu hep bekliyorsunuz. Başkalarının sizi anlayıp, onaylayıp, sevip, vermesini ama onlar da hiç vermiyorlar ve belki de hiç vermeyecekler... Tamam da neden hep böyle oluyor, merak ediyor musun?

26 Mart 2013 Salı

BİZ İNSANLAR...

BİZ İNSANLAR....

Biz, İnsanlar bazı şeyleri kendimize bile itiraf etmekten çekinip, korkabiliyoruz. Ona biraz çekinerek ve yumuşatarak; ''Siz kendinizi çok yalnız hissediyorsunuz, içinizde derin bir yalnızlık duygusu var'' dediğimde, O bana ''Ahhh... Bunu kendime bile itiraf etmekten kaçınıyorum, çok haklısınız...'' demekten kendini alamıyordu sevgili Dostumuz... Kendini bir çok şeyi yalnız yapmak, ayakları üzerinde dik durmak, içinde esen fırtınaları etrafına belli etmemek zorunda olduğunu hissediyordu en derinlerinde. Acı çekiyordu ama gülümsemeye çalışıyordu... İnsan olmak, belki de böyle karışık bir paradigma... 

Bildiğiniz gibi...

BİR DOSTUN SORUSUNA CEVAP...

BİR DOSTUMUN SORUSUNA CEVAP;

Öncelikle hayatınızdaki gelişim ve dönüşüm için sevindiğimi belirtmek isterim, yanısıra ilgi ve alakanız için teşekkür ederim. Bahsettiğiniz konularda size nacizane önerim;

-Öncelikle kendi hayatınızla ilgili farkındalığınızı arttırın,

-Kendinizi takip etmeye devam edin,

-Asla, 'Ben artık oldum' demeyin,

-Her insanı ve kendinizi kusurları ile kabul edip sevin,

-Başkalarını 'Eşiniz bile olsa' değiştirmeye çalışmayın, müdahale etmeyin, önce kendi dönüşümünüzü sağlayın, onlara örnek teşkil edebilecek seviyelere ulaşın,

-Onların size karşı negatif davranışlarından, sözlerinden etkilenmeden (Eğer gerçekten inanıyorsanız doğru olduğuna) yolunuza devam edin,

-İnsanlara daima sevgi ve anlayış ile yaklaşın,

-Sonra izin verin, olacak olan zaten olur...

Aksi taktirde EGO dediğimiz güçlerin savaşı başlayacaktır ki karşı tarafın amacı da genellikle bu olacaktır... Aynı frekansa girdiğinizde EGO'nun etkisini üzerinizde hissetmeye başlayacaksınızdır... 

Farkına varın ve 'Kendi Merkezinizde' olabildiğince Sevgi ve Saygı ile kalmaya gayret edin... Her durumda Sevgiye ağırlık verin...
Bakalım neler olacak...

Sevgiler, saygılar...

HAYATINDA YAŞADIĞIN HER ŞEYİ SEN...



Sevgili ..........;

Sevgi ve güzelliklerle dolu yeni haberlerinizi bekliyorum, biliyorsunuz ki; hayatınızda neleri yaşıyorsanız aslında her birini sizler yaratıyorsunuz.. Sevgi ve güzellikleri yaratmak için önce sevgi ve güzelliğin kendisi olmalıyız...

Öyle değil mi?

Hüseyin Turgut Sayın

İÇİNİZDEKİ VE DIŞINIZDAKİ DÜNYALAR...

Sevgili Dostum;

Sizin;

-İç aleminizde çok zaman geçirdiğinizi,

-Dışınızda var olan Dünya'dan uzaklaşarak çok fazla etki altında kalmadığınızı,

-Kendi iç Dünyanızda, Güçlü bir irade yapısı geliştirdiğinizi görüyorum.

Hayal kurmayı, tasarım yapmayı, planlamayı, düşünmeyi seviyor olabilirsiniz. Kendinizle baş başa kaldığınızda var olmasını sağladığınız gizemli güçleriniz olabilir. Burada zaman geçirdiğiniz süre içindeki düşünce ve hayallerinizin kalitesi, içeriği sizi etkileyebilir. Kendi yaratımınız olan ve aslında maddesel olarak var olmayan ama zihinsel veya imajine edilmiş bir enerjik varlığı kendi içinizde var etmiş olabilir misiniz? Bu konuya dikkatinizi çevirin... 

Korkmayın, sevgiye ağırlık verin ve içinizdeki sevgiyi canlandırın. Kendinizi çok sevin ve tüm yaradılışı çok sevin. Yaşamınızı korkudan çok sevgi üzerinde inşaa edin ve Tanrıya dua edin, ona sevginizi gönderin ve ondan sevgiyi alın... İçinizi sevginin güzellikleri doldurun.. İçinizde var olan kasvet, sıkıntı, acı, isyan vb duygu-düşüncelerin çıkıp gitmesine izin verin...

Umarım burada yazılanlar size yardımcı olur..

Hüseyin Turgut Sayın

ÖZÜNÜZÜN GÜCÜNE İNANIN...



Sevgili Dostum;

-İçinize çok kapandığınız,
-Dış Dünya ile bağlantınızı azalttığınız,
-Kontrolcü bir yapı oluşturduğunuz,
-Gerçek duygularınızı ifade etmediğiniz,
-Korktuğunuz ve sevgiden uzaklaştığınız,
-Kabuğunuza çekilerek Hayattan kaçtığınız

Dönemlerin farkına vararak; içinizde tuttuğunuz, bastırdığınız, yuttuğunuz duygularınızı paylaşın, problem yaşadığınız insanlarla sevgi ve anlayış ile konuşun, gerçek duygularınızı ifade edin, sevdiğiniz neşeli insanlarla vakit geçirin, dışarıya çıkın, sevdiğiniz şeyleri yapmaya başlayın, (önceleri) yalandan da olsa bol bol gülümseyin, kendini tüm hatalarınız, kusurlarınız ile kabul ederek sevmeye başlayın...

İçinizdeki, özünüzdeki güce inanın ve onu ortaya çıkartın...

YENİ BİR İŞE GİRMEK VE DUYGULAR, DÜŞÜNCELER, KARARLAR...

Sevgili Dostum; Öncelikle yeni işiniz hayırlı, uğurlu olsun... Her insan işe ilk girdiğinde yaklaşık 21 gün süren işyeri ve çalışanlar ile uyumlanma süreci yaşar. Bu süre zarfında aslına bakarsanız her iki taraf da (yani işe alınan kişi ve iş veren kişi ile orada uzun süredir çalışan personel) bu süreçte huzursuzluk, merak, kaygı vb. problemler yaşar. Uyumlanma süreci sonlara yaklaştıkça her şey daha belirginleşmeye başlar. Uyum ya da uyumsuzluklar daha da belirginleşir. Güçlü olan taraf genellikle İşi veren ve kıdemli çalışanlar olduğu için işe yeni giren kişi kendini daha tedirgin ve baskı altında hisseder ki bu çok doğaldır.

Bu sürecin farkında olarak ve kendinizi izleyerek ve sakin kalarak rahatlamaya gayret edin. Bu yeni durumun içinde 'Bakalım ne olacak?' diyerek içten içe huzurlu bir yerde, merkezinizde konumlanmaya çalışın. Dengeler yavaş yavaş oluşacaktır. Bu durum işe yeni başlayan her insanın yaşadığı doğal bir süreçtir. Asıl kararları bundan sonraki süreçlerde yaşadığınız olaylarla vermeniz daha uygun olacaktır.

Acele etmeyin, sabırlı olun, hem kendinizi, hem de karşı tarafı merakla bir çocuk gibi sevgi ve heyecanla izleyin. Sevgiye açık olun. Korkmayın. Elinizden gelenin en iyisini çalıştığınız kurum için yapmaya gayret edin. Diğer çalışanları sevgi ve güvenlerine inanarak güzel şeylerin olacağı beklentisini canlı tutun, sürece güvenin...

Sevgiyle kalın,

İÇİNE ÇOK KAPANDIYSAN DIŞARI ÇIKMALISIN...



Sevgili Dostum; kendinizi içinize cok kapanmış ve aşırı halde duygusallaşmış hissediyorsanız biraz dışarıya açılıp arkadaş ve dostlarınızla vakit geçirip duygularınızı paylaşma zamanınız gelmiş demektir, inanın bu size cok iyi gelecek...

FARKLI AÇILARDAN BAKABİLMEK...



Sevgili Dostum; içinde bulunduğunuz ya da bulunmak zorunda kalacağınız her duruma farklı açılardan da bakmayı deneyin. Dikkatinizi sadece size göre kötü yanlarına odaklamayın. Durumun size olumlu gelebilecek yanlarını da görmeye gayret edin... Bu sizi farklı bir boyuta taşıyacaktır...

İNSANLIĞIN BUNA İHTİYACI VAR...



Her şey zihninizde yaratıldığı gibi olmayabilir ama zihin hic boş durmaz, hep kurar durur... Bu durumun farkında olun... Zihninize teslim olmadan farklı açılardan bakın olaya... O zaman farklı olasılık boyutlarına da adım atmış olacaksınız... Büyük bir adım... İnsanlığın buna ihtiyacı var...

YARATILAN HER ŞEYİ SEVMEK...



Sevgili Dostum; kendinden başlayarak yaratılan her şeyi gerçekten içinde hissederek sevmeye başladığında içindeki ışığın düğmesine basmış olduğunu göreceksin. O ışık her gün biraz daha aydınlanarak seni Evrenin sonsuzluğuna doğru yola çıkaracak olandır. Ama, kendinden başlayarak yaratılan her şeyden korkmaya, ayırmaya ve tiksinmeye başladığında karanlığın en dibine doğru yol sana görünmeye başlayacaktır. Her iki durumda da yardım alacağını garanti edebilirim; Sevgiye odaklandığında Işığın Gücünden korkuya odaklandığında ise Karanlığın... Seçim sana kalmış...

HANGİ GÖZLÜKLER İLE BAKIYORSUN KENDİNE..?



Ey sevgili Dost; Ben senin ne kadar değerli, tam ve mükemmel bir yaradılışa sahip olduğunu görebiliyorum ve senin önünde sevgi ve saygı ile eğiliyor seni selamlıyorum. Ya sen ey Dost, kendine hangi düzlemden ve hangi gözlük ile bakıyorsun; seni ufaltan, küçük gösteren ile mi, yoksa seni bütün ihtişamınla olduğun gibi gösteren ile mi?

HER ŞEYE ANLAM YÜKLEYEN KİM...?



Sevgili Dostum; her şeye bir anlam yükleyen sensin, her şey olduğu haliyle sadece kendisi gibi, sadece oluşun kendisi var ve her oluş yaradılışı çerçevesinde hayatta kalma gayreti içinde... Yaşam Formlarına kendince yüklediğin anlamların farkına var... Neden bazılarını çok seviyor onlara iyi diyorsun, ya da nelerden nefret ediyor onları kötü olmakla itham ediyorsun? Bu senin gerçek fikrin mi, yoksa içinde yaşadığın topluluğun fikirlerinin sendeki yansıması mı? Kendi sorularına kendin cevap vermeye başladığında aslında ne kadar özgür ve huzurlu olduğunu anlayacaksın...

HER HASTALIK İÇİN ŞİFA ÇALIŞMASI YAPILABİLİR...



Şifanın gerçek anlamda oluşması için her hastalık için Şifa çalışması yapmak mümkündür; önemli olan enerji alanlarını düzenlemektir. Danışanın iyileşmeye olan arzusu ve inancı Şifanın gerçekleşmesini hızlandıran bir faktördür. Aslına bakarsanız; 'Gerçek Şifacı' şifayı alan kişiden başkası değildir de diyebiliriz...

BUNU YAPARSANIZ SİZE İYİ GELECEK...



Sevgili Dostum; size önerimi lütfen dikkate alın ve duygularınızı paylaşmaya başlayın, kimseyi kırmadan, incitmeden ve korkmadan yapın bunu... Amacınız Bağcıyı dövmek olmasın.. Asıl amacınıza ulaşacağınızı bilin ve duygularınız içinizde kalmasın, onları yutmayın, bastırmayın, akışına izin verin. Yavaş, yavaş başlayın... Tane, tane paylaşın... Alışın... Size iyi gelecek.. Buna inanın...

'KESİN GERÇEKLER' GERÇEKTEN KESİN Mİ...?

Size anlatılanlara, inandırılmaya çalışıldığınız şeylere 'kesin gerçekler' diyerek biat etmeli misiniz? İyileşmeyecek hastalık gerçekten yok mudur? Ömür boyu ilaç kullanmak zorunda mısınız gerçekten? İyileşmeyecek hastalık mı vardır, yoksa tedavisi henüz keşfedilememiş hastalık mı? Tamam da aynı hastalıktan bazıları neden tamamen iyileşiyor da bazıları kısa sürede hayatını kaybedebiliyor? Hiç iyileşmez denilen hastalıklardan iyileşip normal hayatına dönen insanlar hiç yok mu? Pekiyi de sizin onlardan farkınız ne? Aynı şeyi sizlerden bazıları da yapabilir mi? Yoksa gerçekten ömür boyu ilaç kullanmak zorunda mısınız? Buna kim karar vermeli?
Ben sadece soruları sordum, tabii ki cevaplar sizde... Herkes kendi cevabını kendisi verecek ve hayatını kendine göre sürdürecek...

HER GÜN BİZE YENİLİKLERİYLE GELİR...

Her gün bir başka umutla dolmak lazım. Gelen her gün bize büyük yenilikleriyle geliyor. Hayat bize her gün kendini biraz daha açıyor. Gizli, saklı yüzünü gösterebilmek için senin istekli, arzulu olmanı, yaşamına her gün yeni bir bilgiyi kabul etme heyecanını görmek istiyor. Kendini, kendin sandığın şeylerle özdeşleştirip hiç bir şeyin değişmez olduğunu zannetme. Her türlü yeniliğe kendini açtığında, kendini sandığın şeyden daha büyük olasılıklara sahip olduğunu göreceksin. Genişleyecek ve neşe ile dolacaksın...

Hazır mısın?

HER ŞEYE SEVGİ DUYMAYI ÖĞRENMELİSİN...

Her şeye sevgi duymayı öğrenmelisin. Etrafındaki her şeye sadece sevgi dolu gözlerle bakabilmeye açık olmalısın. Gördüğün her insana, hayvana, bitkiye ya da en kolay deyimle 'Tüm Yaratılmış Varlıklara' sevgi ve ışıklar ile dolu bakabilmeyi başardığında, içinden yükselen neşe ve kahkahalara şaşıracaksın.

PTT'DE BİR SABAH BEKLERKEN...

PTT'de sabah saatlerinde sıra bekleyen herkes bir şeylerden şikayetçiydi. Her biri kendince suçlu gördüğü durumlar, kuruluşlar ve insanlar hakkında sürekli şikayet ediyordu. Konuştukça daha da tahrik olduklarını görüyordum. Bunlardan bir tanesi de masrafların, giderlerin çokluğundan dem vuruyor, para kazanamadığını hatta yakında batmaktan korktuğunu ifade etmeye başladı. Onun gözlerine baktığımda gördüğüm şeyleri onunla paylaşmaya başladım ve dedim ki;

''Dostum, senin sorunun masraflar ya da vergiler değil senin asıl sorunun parayı almakla ilgili, sen parayı almayı sanki bir utanma vesilesi sayıyorsun, parayı hak etmediğini düşünüyorsun, sanki parayı aldığında karşı tarafa saygısızlık yaptığını düşünüyorsun. Seninle her pazarlık yapana hizmet fiyatını indiriyorsun dolayısıyla para kazanamıyorsun. Hatta sana fazla para vermek isteyenlerin bu isteğini de red ediyorsun, sen utangaç çekingen, hayattan korkan ve kabuğuna çekilen, kaçan bir adamsın, önce bu kalıplarını düzelt, değişmeye başla, artık kötümserliği bırak da gelirini arttırmaya başla....''

Adam şaşkın bir şekilde bana bakarak ''Evet abiciğim her söylediğin doğru, gerçekten ben aynen anlattığın gibi yapıyorum. Para almaktan utanıyorum. Ama bundan sonra senin önerilerini dinleyeceğim. Fiyatlarda indirim yapmayacağım ve gerçek fiyatı belirleyip, onu alacağım...''

Bakalım, neler yapacak, göreceğiz... Sizinle karşılaştığımda neler anlatacağım, kim bilir, her insanın farklı açmazları var öyle değil mi... Önemli olan bunların farkına vararak, değişim ve dönüşümü gerçekleştirebilmek..

BİR KİŞİYİ GERÇEKTEN TANIMAK İSTİYORSAN...

Bir kişiyi gerçekten tanımak istiyorsanız; onun neler söylediğine değil de neler yaptığına bakmanızı öneririm. Size neler anlatıyor olursa olsun laflarına değil de davranışlarına, hareket tarzına ve yaptıklarına baktığınızda ve izlediğinizde minik de olsa ipuçlarını görmeye başlayacaksınız. Geçtiğimiz gün bir Dostumuzla minik enerji oyunu oynarken ona birden şu soruyu sordum ''Kendini gerçekten seviyor musun?'' Soruya biraz şaşıran Dostumuz ağzını, yüzünü oynatarak mimikleriyle hemen söylemek istediğini bana anlatmış oldu, artık söze bile gerek yoktu. Gözlerini biraz kısarak ve dudaklarını sola doğru kaydırarak başını yanlara doğru sallamıştı. Bunun anlamı sizin de bildiğiniz gibi ''Ehhh işte, şöyle, böyle...'' demekti. Anladım dedim, bir şey söylemene gerek yok... İkimizde başladık gülmeye... Ardından biraz düzeltmeye çalıştı ama artık çok geç kalmıştı, durum ortadaydı. Şimdi aynı soruyu kendinize, siz sorun, bakalım vücudunuz size nasıl bir tepki verecek... Aynaya gerek var mı? 

12 Mart 2013 Salı

THE RECONNECTİON - TEKRAR BAĞLANTI ŞİFA TEKNİĞİ...


The Reconnection enerji boyutunda çalışır, insanın enerji alanı üzerinde yapılır, insanın enerji alanındaki düzensizlikleri dengeler, onarır, şifalandırır. Enerji akıllıdır ve nerede ihtiyaç fazla ise orada çalışır ve sırayı kendisi belirleyerek şifayı gerçekleştirir. Şifanın mutlaka gerçekleşeceği hakkında kimse 'söz verme hakkına' sahip değildir. Hatta bu konuda Eric PEARL 'eğer şanslıysanız şifaya kavuşursunuz' tarzında bilgiler verir ve haklıdır da. Çünkü 'gerçek şifacı' 'şifayı alan kişidir' aslında ve izin verdiği kadar şifa gerçekleşir de diyebiliriz... İnsan aslında Işık, Bilgi ve Rezonans'tan oluşan bir bütünsel yapıya sahiptir. Enerji bu alanlarda dönüşümleri gerçekleştirerek şifalandırır.
5-Her insan, hatta çocuklar dahi bu şifadan faydalanabilir, hiç bir yan etkisi yoktur, faydası çok fazladır, gevşetir, rahatlatır, relax bir hale sokar, etkiler kişiden kişiye farklılık gösterir..
6-Evet, Fiziksel, Zihinsel, Duygusal ve Ruhsal Bedenlerimizde etkisini gösterir, şifalandırır, blokajları çözer..
Tekrar Bağlantı Enerji Çalışmaları; Tekrar Bağlantı Şifası ile Kişisel Bağlantı olarak iki farkli sekilde uygulanir. Her iki calisma da eller bedene temas etmeden yapilir.
1. Tekrar Baglanti Sifasi (Reconnective Healing): Yaklaşık olarak 40-50 dakika suren seanslar seklinde uygulanir. Sifa amacını taşır. Belli bir sorun icin en az bir, en cok 3 kez yapılabilir. Seanslar arasindaki sure değişebilir ama genellikle bir haftayi geçmezse daha iyi olur.
2. Kişisel Bağlantı (Personal Reconnection): İki seans sürer ve peş peşe iki gün içinde birer kez uygulanır, tekrarı gerekmez. Seanslar 40-60 dk.surer. Bu calismada bedene yeni Axiatonal Hatlar cizilmektedir. Kisisel Bağlantıdan once en az bir seans Tekrar Bağlantı Şifası alınması önerilmektedir.

The Reconnection Healing/Tekrar Bağlantı Şifası uygulandığı durumlarda;
*Birlik bilincinin artması, Evren ile bağlantının güçlenmesi,
*Sakinlik, dinginlik ve huzur halinin gelmesi,
*Enerji Bedeninin rahat bir şekilde hissedilmesi, enerjinin hareketlerinin farkedilmesi,,
*Farklı renklerde imgelerin, şekillerin görülmesi, hareketlerin izlenmesi,
*Yükselme ve bedenden uzaklaşıyormuş hissi,
*Seansın devamı esnasında Uygulayıcının yanı sıra Rehberlerin varlığının hissedilmesi,
*Mevcut bazı rahatsızlıkların şifalanması,
*Zihinsel, Duygusal ve Fiziksel rahatlama, uyku halinin artması,
gibi deneyimlerin sıklıkla meydana geldiği izlenilmiştir...

The Reconnection Healing/Tekrar Bağlantı (Şifası); sizi, insan vücudunun yenilenme fonksiyonları için Temel Enerjiyi çeken Beşinci Boyut Dolaşım Sistemine bağlar. Şifa ve tekamül için eşsiz titreşim seviyeleri ve frekanslarını standardize etmemizi sağlayan ‘yeni’ Axiatonal Hatları getirir. Bu Şifa uygulaması; Eterik ve Fiziksel Bedenin, Zihnin ve Ruhun şifalanmasını sağlayan yeni frekansları kullanan, çoğu zaman yaşam değiştirici bir deneyimdir. Diğer tekniklerden farklı şekilde, The Reconnection Healing/Tekrar Bağlantı Şifası, karşılaştığınız herhangi bir tekniğin ötesindedir. Uygulayıcı, Şifa sürecinin başlamasını aktive eden evrensel enerjinin yeni frekanslarına erişir ve aktarır.
Şifa; Eterik, Fiziksel, Duygusal, Zihinsel ve Ruhsal olarak çok boyutlu seviyede gerçekleşir. Bu yöntem çok boyutlu farklı frekansların kullanılması ile uygulanır. Uygulama sırasında ve sonrasında çoğu zaman güçlü bir şekilde hissedilebilen bu Enerji, seansın başlangıcında The Reconnection Healing/Tekrar Bağlantı Şifası Uygulayıcısı tarafından başlatılır ve seans sona erdikten uzun süre sonra da sizinle çalışmaya devam eder. Bu seansları alarak önceki durumunuzdan daha yüksek bir frekansa uyumlanır, ve bu frekansla bağlantınızı sürdürürsünüz. Genel olarak 3 seans uygulanması tavsiye olunmaktadır.

QUANTUM TOUCH - KUANTUM DOKUNUŞ NEDİR...

QUANTUM TOUCH - KUANTUM DOKUNUŞ
ŞİFASI (ENERJİ) TEKNİĞİ

Quantum Touch - Kuantum Dokunuş; doğal şifadır, güçlü bir yöntemdir. Herkesin, kendisine ve başkalarına yardımcı olmak için doğuştan gelen bir yeteneği vardır. Quantum Touch-Kuantum Dokunuş Tekniği; çeşitli nefes ve enerji farkındalık egzersizlerini birleştirerek yaşam gücü enerjisini (Life Force, Chi, Ki, Biyoenerji, Prana, Orenda, Mana, vb) şifalarda kullanmamızı sağlar.

Quantum Touch-Kuantum Dokunuş Enerji Tekniği vücudun kendi iyileşme sürecini kolaylaştırarak ona destek sağlar, yaşam gücü enerjisini yükseltmek üzere eğitim alan Uygulayıcı Şifaya aracılık eder... Sevgi şifanın özüdür, sevgimizin hayal edebileceğinizden çok daha fazla etkisi vardır. Sevginin olanakları gerçekten olağanüstüdür.

Her şey sevgi ile başlar.Quantum Touch-Kuantum Dokunuş Şifa Çalışması; hastalık olarak adlandırabileceğimiz her türlü durumda korkmadan, çekinmeden kolaylıkla uygulanabilecek bir teknik olarak dikkat çekmektedir... Bu durumlar fiziksel olabileceği gibi duygusal ya da mental-zihinsel de olabilir... Fiziksel, Zihinsel, Duygusal ve Ruhsal her türlü dengesizlik, rahatsızlık durumlarında şifa olarak uygulanabilir;
-Karpal Tünel Sendromu,
-Baş ağrıları, Migren vb. ağrılar,
-Boyun ağrıları,
-Bel ağrıları, tutulmalar,
-Siyatik ağrıları, buna bağlı bacak ağrıları,
-Omuz ağrıları,
-Kalça, Boyun dengesizliği, eğriliği,
-Çene eklemindeki (TMJ) problemler,
-Skolyoz, duruş bozukluğu problemleri,
-Kaslardaki gerginlik, sıkışma ve donukluk,
-Spor yaralanmaları, kırık-çıkık tedavi sonrası şifayı hızlandırma,
-Bağışıklık Sistemini güçlendirme,
-Gerginlik,
-Bel, boyun fıtığı ve diğer fıtık problemlerinde,
-Çeşitli kas, kemik ağrılarında ve diğer problemlerinde,
-Öfke, nefret, stres, içsel bunalımlar vb konular,
-Ruhsal arınma ve ruhsal şifa,
Ve bunlara benzer daha bir çok sorunlarda şifa çalışması olarak destek olmaktadır.
Tabii ki gerekli tıbbi teşhis, tetkik ve tedavileri yapmanız gerektiğini unutmadan Destekleyici bir Şifa Yöntemi olarak kendinize ve yakınlarınıza sandığınızdan çok daha fazla yardımcı olabilecek bir şifa uygulamasıdır..

Deneyimleyerek ne kadar etkili olduğunu göreceksiniz.

MATRİX ENERJİSİ NEDİR, NASIL ÇALIŞIR...

MATRİX ENERJİSİ

Matrix Energetics yani Matriks Enerjisi ile çalışmak; Bilinç Teknolojisini kullanmak anlamındadır. Her insanın Bilinçli ve Bilinçaltını kapsayan yaşam biçimleri, kalıpları bulunmaktadır. En alt katmanda yer alan ışık, bilgi ve rezonansın oluşturduğu patternler hayatlarımızı biçimlendirip, şekillendirirler.

Küçücük bir çocukken yaşadığımız olaylardan başlayrak bugüne gelene kadar; öğrendiğimiz bilgiler, geçirdiğimiz travmalar, aldığımız kararlar, ettiğimiz yeminler ve meydana getirdiğimiz inanç kalıpları hayatımızın yönünü belirleyen unsurlar olarak bizleri etkiler.

Matrix Energetics ile yaptığımız çalışmalar; Işık, Bilgi ve Rezonans'ı kapsayan alanlarda mümkün olacak değişimleri sağlayarak, kişinin asıl normlarına dönmesine yardımcı olmaktadır. Tüm fiziksel bedeni içten ve dıştan kaplayan Aura Alanlarında, Çakra Meridyen Sistemlerinde yani Enerji Bedeni içinde meydana getirdiğimiz blokaj, kırılma, tahribat, kayma, bozulmaları adeta onarmakta, tamir ederek, gerçek norm değerlerine ulaştırmaktadır.

Adeta bulutlarla kaplanmış gökyüzünün açılarak güneşin ışınımlarının yeryüzüne ulaşması gibi, enerji alanlarımızdaki gölgelerin temizliği yapılarak enerji bedeninin bağlantıları yeniden kurulmakta, enerji bedeninin ışık alıp-verir hale gelerek ışınım yaymasını kolaylaştırmaktadır.

Genellikle anında etkisini gösteren çalışma sonrasında kişiler; üzerlerinden büyük bir yükün kalktığını, rahatlayıp gevşediklerini, adeta sarhoş gibi olduklarını, uyumak istediklerini ve tam o anda var oluşun dışında hiç bir problemi düşünemediklerini, hayatın daha renkli göründüğünü, görüşlerinin keskinleştiğini ağız birliği etmişcesine ifade etmektedirler...

Genel olarak, Matrix Enerjisi seansının yararları şunlardır:

*Fiziksel;
Artan enerji, fonksiyon ve performans,
Kırıklar, yaralanmalar ve ameliyat sonrası yaraların daha çabuk iyileşmesi,
Ağrının azalması veya ortadan kaldırılması,
Skolyoz gibi omurga rahatsızlıklarında kalıcı şifalanmalar (*)
Hastalığın azalması veya hastalığın şifa bulması,
Kendini huzurlu, dingin ve genç hissetmek,

*Zihinsel ve Duygusal;
Stres ve kaygının azalması, bitmesi,
Sakinlik, barışçıl duygular ve refahın teşvik edilmesi,
Karışıklığın ortadan kaldırılması,
Üzüntü ve kederinizin azalması veya gitmesi,
Gelişmiş zihinsel uyanıklığın ve yaratıcılığın artması,
Gelişmiş konsantrasyon ve hafızaya katkı vermesi,
Yeni algı ve para ilişkisinin gelişmesi,

*Eterik;
Aura'nın gelişmesi ve genişlemesi,
Aura'daki hasarların onarılması,
Çakraların dengeye gelmesi, tıkanıklık, fazla çalışma, noksan çalışmanın giderilmesi,
Eterik alana dair sezgilerde artış,
Eterik boyutta renklerin algısında artış,

*Spritüel/Manevi;
Evrensel bağlantınin artması ve daha büyük farkındalık,
Hayatın amacının daha açık hale gelmesi,
Yüksek Benlik, Rehberler ve Kılavuzlara güçlü bağlantıların gelişmesi,
Gelişmiş sezgi, basiret ve algıda artış,
Daha fazla kendini anlamak için engellerin ortadan kaldırılması.



Tecrübe etmek, okuyarak anlamaktan daha kolaydır. Yaptığım bire bir çalışmalarda Matriks Enerjilerini tecrübe eden bir çok kişi ''Bunu TV'de seyretseydim veya başkası bana anlatsaydı asla inanmazdım, ancak şu anda gerçekten biliyorum'' diyorlar. Dönüşümü ve değişimi hemen hissediyorlar.





BANA GÖRE ENERJİ ŞİFASI İLE ŞİFALANMAK...

Her insanın Elektro-Manyetik alan yayan bir Işık Alanı (Salınımı) bulunur. Buna basit olarak ve bilinen şekli ile AURA diyebiliriz. Bu alanlarımızda kaymalar, bozulmalar, yıranmalar meydana gelebilir. Yaşamın zorlu saydığımız koşulları, olaylar, koşullar vb. bunlar üzerinde etkiler yaratabilir. Enerji Alanındaki bu değişimler İnsanın Fiziksel, Duygusal, Zihinsel ve Ruhsal Bedenlerinde, Bilinç ve Bilinçaltı Düzeylerde olumlu ya da olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Bunlara genel olarak rahatsızlık ya da hastalık da diyebiliriz. Enerji Alanındaki bu bozulmaların değişimini-dönüşümünü sağlamaya yönelik Enerji Çalışmalarının etkilerini çalışma sırasında bedeninizde hissetmeye başlayabilirsiniz. Her kişinin Enerjik Yapısı farklı özelliklere sahip olduğu için alınacak tepkilerin şiddeti de buna bağlı olarak farklı olabilmektedir. Bazı insanlar daha fazla hissetmekte bazıları ise daha az hisler duymaktadır. Ama her halukarda değişim ve dönüşüm gerçekleşmektedir.

Çalışma esnasında; sizin Enerji Bedeninizin o andaki ve geçmişteki durumları hakkında bilgiler edinme şansınız olacaktır. Kişiye Özel bir çalışma şeklinde yapılmakta olan bu Eneji Çalışmasında; kişinin ihtiyacına göre bir çok Enerji Tekniği bir arada kullanılmakta, Enerji Bedeninin Yüksek Zekası ile işbirliği yapılmak suretiyle o anda hangi Enerji Sistemi ile çalışılması gerekiyor ise o kullanılmaktadır. Bilinen Enerji Uygulamalarından (Alfabetik sıra ile);
-Access Bars,
-Matrix Enerjileri,
-Quantum Touch-Kuantum Dokunuş Enerjisi,
-Rasheeba Enerjisi,
-Reiki Evrensel Yaşam Enerjisi,
-The Reconnection-Tekrar Bağlantı Şifa Tekniği,
-Ses ve Nefes Tekniklerinin yanı sıra,
-Multiplex Enerjisi,
Ve diğer bir çok Enerji Şifa Tekniği uygulamaları birlikte yapılmaktadır...

Asıl olan;
-İnsan Bedeni ve Enerji Alanının Yüksek Zekası ve Kendini Şifalandırma Potansiyeli ile,
-Bilinç ve Bilinçaltı Düzeyde Gerçek Anlamda Şifayı Almak İsteyen yani Şifayı Alan Kişinin Niyeti,
-Şifanın Geldiği Kaynak ile Şifa Almaya Niyet Eden Kişinin buluşmasına Aracılık eden Uygulayıcının,
Şifa Enerjisinin Yüksek Zekası ile olan uyumunun yarattığı yüksek rezonans ve titreşimin Alanında buluşmadır.
Sürece güvenmek, olumlu beklenti içinde kalmak, sonuca odaklı çalışmadan güven içinde çalışmayı sürdürmek gerçekten önemlidir. Fiziksel, Duygusal, Zihinsel vb. bir çok problem saydığımız konularla ilgili çalışmalar yapmak mümkün olabilmektedir. Bu durumlar fiziksel olabileceği gibi duygusal ya da mental-zihinsel de olabilir... Fiziksel, Zihinsel, Duygusal ve Ruhsal her türlü dengesizlik, rahatsızlık durumlarında şifa olarak uygulanabilir;
-Karpal Tünel Sendromu,
-Baş ağrıları, Migren vb. ağrılar,
-Boyun ağrıları,
-Bel ağrıları, tutulmalar,
-Siyatik ağrıları, buna bağlı bacak ağrıları,
-Omuz ağrıları,
-Kalça, Boyun dengesizliği, eğriliği,
-Çene eklemindeki (TMJ) problemler,
-Skolyoz, duruş bozukluğu problemleri,
-Kaslardaki gerginlik, sıkışma ve donukluk,
-Spor yaralanmaları, kırık-çıkık tedavi sonrası şifayı hızlandırma,
-Bağışıklık Sistemini güçlendirme,
-Gerginlik,
Ve bunlar gibi daha bir çok sorunlarda şifa olarak destek olmaktadır.
Tabii ki gerekli tıbbi teşhis, tetkik ve tedavileri yapmanız gerektiğini unutmadan Destekleyici bir Şifa Yöntemi olarak kendinize ve yakınlarınıza sandığınızdan çok daha fazla yardımcı olabilecek bir şifa uygulamasıdır..
 
Aslında gerçek şifacının 'Şifayı alan kişi olduğunu' bilmek çok önemlidir.

Çalışmayı alan kişiler genel olarak;
-Genişlediklerini,
-Rahatlayıp, gevşediklerini,
-Üzerlerinden büyük bir yükün kalkıp gittiğini,
-Büyüdüklerini,
-Görüşlerinin daha açılıp, renklendiğini,
-Ağrılarında azalmalar olduğunu ya da tamamen şifalandıklarını,
-Ve bir çok şeyi bir arada yaşadıklarını ifade etmektedirler.
 
Siz de bu deneyimi yaşayabilirsiniz. Anlatılması çok zordur ancak, deneyimlendiğinde gerçekten anlaşılabilir Enerji Çalışmaları ve etkileri... Her insanın deneyiminin farklı olduğu da bir gerçektir...