12 Ağustos 2012 Pazar

EVET BİZLER RUHSAL VARLIKLARIZ...

Ne demiştik?
 
''Evet, biliyorum pek çoğumuz bu Dünyada Ruhsallığı arayan varlıklarız, ancak şunu çok iyi anlamalıyız ki; hepimiz zaten bu Dünyayı yaşamaya, deneyimlemeye, öğrenmeye, gelişmeye, tekamül etmeye gelmiş Ruhsal Varlıklarız...''

Evet, bu Dünya'yı yaşamaya geldik, asıl olan bu Dünya'daki imtihanımız, yaptıklarımız ya da bilinçli olarak yapmadıklarımız. Dünya'daki yaşamımızdan kaçmak, sak

lanmak veya bir köşeye çekilip Dünya ile bağlantıları koparmak fayda getirmez.

Yaşamın içinde kalarak elimizi işle uğraştırırken gönlümüzü de yarin gönlünden ayırmadan hayatı sürdürmek bizi geliştiriyor. Her an yardım aldığımızı, desteklendiğimizi, izlendiğimizi bilerek ve yardım almaya açık bir kalple yaşamaya devam etmek bize düşen yaşam şekli olmalı...

Dengede kalmalıyız, madde ve mana arasında gerekli dengeleri kurarak yaşamımızı sürdürmeliyiz. Ne Dünya'dan ayrı kalmak, ne de Dünya'nın içine sonuna kadar gömülerek manevi Alem'den ayrı düşmek bize faydalı olamaz. Aralarındaki dengeyi muhafaza etmeye çalışmak çok önemli...

Farkına vararak yaşamalıyız, farkına vararak yaşayanların tecrübelerinden faydalanmalıyız, araştırmalı, öğütleri dinlemeli, düşünmeliyiz bunların üzerinde. Yaşamımıza geçirmeliyiz farkındalıklarımızı ve izlemeliyiz kendimizi yaşamın içinde bir hafiye gibi...

Hep hatırlamalıyız 'Bizler Ruhsal Varlıklarız, bu maddi bedeni kullanarak yaşam denen bu maceraya katkıda bulunan ve seçimleriyle tekamül ederek yaşamın tekamülüne de hizmet eden Ruhsal Varlıklarız'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder