18 Mart 2012 Pazar

BİR DOĞUM GÜNÜ DAHA GİTTİ...

Bugün bir doğum günü daha kutlandı ve bitti-gitti, katılanlar taze anılarla ayrıldı toplanılan yerden, çocuklar eğlendi, anneler ve babalar seyretti hallerini çocuklarının. Kimi çok sevindi çocuğunun başarısına, kimi hüzünlendi belli etmeden, çünkü çocuğu başarılı olamadı sevimli palyaçonun oynattığı oyunlarda. Bazıları şampiyon oldu ve gururlandı, gözlerinden altın rengi ışıklar çıktı başarmanın zevkinden ve bazıları ağladı babasına gelerek ''baba benim sıramı kapıyorlar ve ben bir şey yapamıyorum'' diyerek. Her biri bir duygu yaşadı yaşamın kurduğu oyun düzenleri içinde.

Ne demeli bilemem ki kurulmuş bu oyunda büyük oyun küçük oyun farketmiyor, büyüklerde oynuyor aynı oyunları, iş hayatında, toplantılarda ve evde karı-koca oyununda, bazıları gururlu, bazıları gözleri yaşlı, kim oynatıyor, niye oynatıyor, oynanayan niye oynuyor düşünüyorum bazen. Ama, iyi diyorum bu oyunları oynamak, oynamadan öğrenmekle akılda ne kalır ki, ses dediğin, nasihat dediğin bir kulaktan girip diğerinden çıkar uçar gider, ama duygular öyle mi, yüreğine çöktü mü ağırlık hadi uçur bakalım, kolay mı? Ağlatır insanı gizli gizli kuytularda ve feryat ettirir gözyaşları ile hatta daha fazlası bile...

Eeee ne demeli Dostum, oyun iyidir, oynadıkça öğrenir ve büyür insan, bir de oyundan kaçmazsa daha çok anlar gerçeği. Oyunun farkına varınca da başka oyunlara koşar başka alemlerde... Hayat böyle diyelim geçelim.

Haydi bizden bu kadar... İşiniz rasgele oyunda yüzünüz güle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder