28 Mart 2012 Çarşamba

ÖRÜMCEK AĞLARI GİBİ ÖRÜLEN NEYDİ ASLINDA...?

Oturduğu yerden soğuk bir ifade ile baktı, bakan kişiye adeta 'Sana değer vermiyorum' diye bağırıyordu. Belki de bakanlara öyle hissettirmekten hoşlanıyordu. 'Birlikte mi çalışacağız?' şeklindeki sorusuna 'Evet' diye cevabı alınca kararlı adımlarla yerinden kalktı ve birinci katın merdivenlerine doğru yöneldi. Güzel bir kadın olduğunu biliyordu ve bunu bildiğini bildiğinizden de emindi. 'Ne yapacağız?' diye sordu, 'Bana tavsiye ettiler ama ben bir şey bilmiyorum' derken umarsız bir bakış fırlattı. Neyse ki karşısındaki adam artık bu konularda ustalaşmıştı... Ne yapacaklarını kısaca anlattı genç kadına ve başladılar çalışmaya...

Çok katıydı, kendini katı kalıpların içine koymuş ve buradan korumaya almıştı... Ne yaptığını da gayet iyi biliyordu, ne kadar da sağlam bir iradeye sahipti, sanki neler yapacağını çok iyi planlamış bir genç kadın olarak hayatını adım adım gerçekleştiriyordu...

Terk edilmişti küçücük bir kız çocuğu iken ve onun yarası yüreğinde tamiri mümkün olmayan derin izler bırakmıştı. Babası, Annesini terk edip gitmişti, onu hiç hesaba bile almadan yapmıştı bunu ve O çocuk aklıyla çok acı çekmişti. Belki de bu yaptığı şeyi Babasından hiç beklemiyordu. Bir şok dalgası, tsunami gibi vurmuştu yaşamının kıyılarını, allak bullak olmuştu hayatı, her şey bir birine karışmış, alt üst olmuştu beyninin içinde. Ve o küçücük aklıyla kararlar almıştı; artık hiç bir erkeği sevmeyecekti, onları bir pas pas gibi çiğneyip geçecekti, erkekler sevgiden, aşktan anlamayan yaratıklardı, onların karşısında güçsüz, zayıf bir kadın olmaktan çok çekindiği için ve Annesinin yaşadığı ve kendisinin şahit olduğu bu olayları kendi hayatına çekmemek için katı ve acımasız bir kadın olma oyununun içinde roller almaya başlamıştı.

Sevgi yoktu artık, sadece güç vardı hayatında, kullanabileceği bir erkeği eline geçirdiğinde ona bir örümcekle sineğin hikayesinde yaşanan her şeyi yapmaya başlamıştı. Aslında o bunu onlara yani erkeklere mi yapıyordu yoksa aslında kendi kendini mi içinden çıkamayacağı ördüğü örümcek ağlarından yapılmış hapisanenin karanlıklarına mı mahpus ediyordu? Bunu bile bilmiyordu... Daha fazlasını yapmaktan da çekinmiyordu, büyücüler, falcılarla ortak çalışmalar yapmakta olduğunu da saklamıyordu. Bütün yaşadıklarına rağmen adamın sorduğu  sorulara ve söylediği sözlere hiç kaçamak cevap vermeden dürüstçe ve mertçe 'Evet' diye karşılık verecek şekilde başını sallıyordu... Ama işler umduğu gibi gitmemişti, kontrol etmeye çalıştığı erkeklerin ayrılıkları sonrasında içi içini kemiriyordu, bak yine olmamıştı, kaçıp gitmişti bir tanesi daha, kontrol etmek isterken, kaçıp gitmelerine engel olmaya çalışırken ardı ardına kayboluyordu hayatına giren erkek çocukları... Ne yapacağını da bilemez hale geldiğinden yardım almaya karar vermişti...

Önce inanmamıştı işe yarayacağına ve dudak bükmüştü gizliden gizliye ama işe yaradığını hissediyordu adamın yaptığı çalışmanın. Her dakika biraz daha rahatladığını, gevşediğini ve sanki bir şeylerin genişlediğini, büyüdüğünü ve vücudunun da daha şimdiden esnekleştiğini farkediyordu. Bu hiç yaşamadığı bir şeydi, başıyla işaret ederek 'Evet gerçekten rahatladım, gevşedim' diye cevap veriyordu..

Ne olursa olsun hala minicik te olsa gülümsemediğini görüyordu genç kadının ve adam dayanamayıp sordu genç kadına 'Siz hiç gülmez misiniz?'  'Evet' anlamında başını salladı genç kadın ama rahatladığını da ifade etti... Ne kadar iyi yerlere gelmiş olurlarsa olsun daha gidecek çok yol vardı ve adam 'Bir daha gelmelisin' diye ekledi, kadın zaten hevesli olduğunu belli ederek 'Tabii ben de gelmek istiyorum' dedi...  'Güzel' diye içinden geçirdi adam ve ekledi; 'Unutma her erkek ve kadın ayrılabilir, bu çok normaldir, önemli olan gerçekten sevgi ile yaşanan beraberliklerdir, Baban, Annende aradığını bulamamış olabilir ve gitmek isteyebilir, bu normal bir şeydir ve aynı şekilde Annen de Babana bunu yapabilirdi. Bütün bunlar hayatın içinde var, gerçekten anlaşamamışlar, bir birlerini mutlu edememişler ise mutlu edecek birilerini buluncaya kadar sevgi ile arayacaklardır, yeter ki sevgi ile yapılabilsin bu arayış' diye ekledi. 'Sen Baban ile ve Annen ile ilişkini asla kopartma, Babanla konuş, görüş, onunla dertleş, asla uzaklaşma ondan ve içindeki kadın ile erkeği birbirinin içine katarak birleştir, barıştır içindeki kadını ve erkeği, o zaman hayatına huzur ve sevginin gerçekten girdiğini göreceksin' dedi. Genç kadın 'Evet' dedi çantasını toplarken, biraz daha rahatlamış ve aydınlanmış yüzünü kapıya doğru çevirerek merdivenlerden aşağıya inmeye başladı. Ardından ekledi 'Görüşmek üzere hoşçakalın'.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder