Adamın yüreği sevgi doluydu, kalabalık bir ailenin en son
çocuklarındandı. Bir söylediğini 2-3 kez söylemeden kimse onu
dinlemiyordu. Önemsenmediğini, değer verilmediğini sanıyordu ve buna
inanmıştı hala da inanıyordu.
Herhangi bir yere, daireye, makama
gittiğinde dili tutuluyordu. Bu yüzden de az konuşuyordu çoğu zaman.
Okulunu bitirememişti bu da cabasıydı, hep bir eksiklik, zayıflık
hissediyordu hayatı boyunca başkalarının
karşısında.
Aslına bakarsan Annesi de Babası da onu seviyordu. Çok
güzel bir çocukluk yaşamıştı sevgi ile dolu kardeşler arasında. Köy
yerinde büyüyüp de şehire gelince bir darbede oradan yemişti...
Ama yine
de sevgi dolu kalbinden akıyordu gülmenin sesi, utancından
koyuveremiyordu sesini, kısmaya çalışıyordu sesin volümünü ama
tutamıyordu neşeli kahkahaların kıkırdısını...
Bırak be Dostum, bırak artık, gül içinden geldiği gibi, sana da bu yakışıyor. Aksın içinden dışına sevginin kahkahaları, sıkma kendini, yeter artık, sen eksik değilsin, değildin de, her zaman tam ve mükemmeldin. Hala da öylesin.
Uzatma artık utancın gerginliğini, bırak koyuver gitsin
içindeki dalgaların birbiri üzerinden sahile doğru koşusunu, huzura
ilerle, sakin kıyılarda dans et meltemin uğultusunda yaşıtlarınla,
şarkılar söyle korkmadan, kendin ol ki büyüsün Hayat da seninle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder